E-Bülten : 2019/6

MOR ÇATI BÜLTEN
Yeni gönüllülerle ilk buluşmamızı gerçekleştirdik

Mor Çatı’da erkek şiddetine karşı mücadelemizi kadınlar tarafından oluşturulan geniş bir gönüllü ağı aracılığıyla sürdürüyoruz. Mor Çatı gönüllüsü olmak için belirli dönemlerde düzenlenen mor buluşma toplantılarına ve gönüllü atölyelerine katılmak gerekiyor. Buluşma ve atölye çalışmalarında toplumsal cinsiyet ve erkek şiddetine ilişkin farkındalığı yükseltmeyi, kadına yönelik şiddete ilişkin Türkiye’de sürdürülen mücadelenin tarihini, hukuksal düzenlemeleri, dayanışma merkezi ve sığınakta feminist yöntemlerle sürdürülen çalışmalara ilişkin bilgileri vermeyi ve deneyim paylaşmayı hedefliyoruz. Yapılan gönüllü çalışmalar sadece Mor Çatı’ya katkı sağlamıyor, aynı zamanda kendimizle yüzleşmemize de katkıda bulunuyor.

Mor Buluşma toplantılarının ilki olan “Toplumsal Cinsiyet” buluşmasını 21 Eylül'de gerçekleştirdik. 21 kadının katıldığı buluşmada toplumsal cinsiyet rolleri üzerine düşündüğümüz uygulamalar yaptık. Uygulamalardan ilkinde “Erkek olsaydım ... kolay/zor olurdu” cümlesindeki boşluğu doldurarak, kadın-erkek eşitsizliğine sebep olan toplumsal cinsiyet rollerinin farkına varmaya çalıştık. Bir başka aktivitede ise eğitim, ilişki durumu ve yaş açısından farklı özelliklere sahip olan kadınların 24 saatini kurgulamaya, nasıl bir hayatları olduğunu hayal etmeye çalıştık. Katılımcılar kadın olarak yaşadıkları deneyimlerin onlara ne kadar yalnız hissettirdiğini, öte yandan bu buluşmada her kadının benzer deneyimler yaşadıklarını fark etmenin ve kadınlarla bir araya gelmenin onlara ne kadar iyi ve güçlendirici geldiğini paylaştılar.

 
 
Mecliste hatırlattık: İstanbul Sözleşmesi’nin doğru uygulanması hayati önemde

TBMM’nin Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na bağlı “İstanbul Sözleşmesinin Etkin Uygulanması Ve İzlenmesi Konulu Alt Komisyonu” üyeleriyle 3 Temmuz 2019’da mecliste yapılan toplantıya KADEM, Türk Kadınlar Birliği ve Ankara Kadın Dayanışması ile birlikte katıldık. Toplantıda 8 sivil toplum örgütü tarafından yazılan İstanbul Sözleşmesi ve sözleşmenin Türkiye İzleme Platformu üyesi 81 kadın ve LGBTIQ örgütü tarafından imzalanan Grevio raporuna değinerek, sözleşmenin uygulanmasındaki eksiklik ve hatalar üzerine konuştuk.

Mor Çatı olarak, İstanbul Sözleşmesi’nde de açıkça belirtildiği gibi kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığı, kadına kadın olmasından ötürü uygulanan ve kadınları orantısız biçimde etkileyen bir şiddet biçimi olduğunun altını çizdik. Kadına yönelik şiddeti önlemek ve gereken toplumsal dönüşümü sağlamak için, söylemleriyle tüm mekanizmaları doğrudan etkileyen üst düzey yetkililer başta olmak üzere, tüm devlet yetkililerinin söylem ve icraatlarının bu sözleşmenin hükümlerine uymasının, kadın ve erkeğin ayrıştırıldığı, kadınlığın aşağılandığı söylemlerden vazgeçilmesinin şart olduğunu hatırlattık.

Sözleşme hükümlerine atıf yaparak şu temel ve acil ihtiyaçları komisyon üyelerine aktardık: Sözleşmeye göre “önleme” alanında toplumsal cinsiyet rollerinde, ön yargılarda ve gelenek ve göreneklerde değişimin teşvik edilmesi temel gereklilikler. Önleme faaliyetlerinin başarılı olması için kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık alanında çalışan bağımsız sivil kadın örgütlerinin etkin katılımı sağlanmalı.

Toplumsal cinsiyet ayrımcılığını oluşturan davranış kodlarının erken yaşlardan itibaren oluştuğu anlayışıyla ilk kademeden başlayarak tüm yaygın ve örgün eğitim müfredatı toplumsal cinsiyet ayrımcılığı içeren ifadelerden arındırılmalı ve kadının insan hakları perspektifinden hazırlanan, kadına yönelik şiddetle ilgili bilgilendirici dersler müfredata eklenmeli.

Kadına yönelik şiddetle mücadeleden sorumlu pek çok kurum ve çalışanların yanlış uygulamalarını sonlandırmak için eğitimler verilmeli ve kötü uygulamalara ilişkin yaptırım uygulanmalı. Kadına yönelik şiddetle ilgili istatistik tutularak izleme yapılmalı. Kadın haklarına açık bir saldırı olan nafaka karşıtı söylemlerin ve yasa değişikliği girişimlerinin önü kesilmeli, nafaka hakkı değiştirilmeden muhafaza edilmeli.  

 
 
Yaşlı kadınların maruz kaldığı şiddet çok daha görünmez

5-6 Eylül'de Viyana'da WAVE (Women Against Violence Europe - Avrupa Kadına Yönelik Şiddete Karşı İletişim Ağı) tarafından organize edilen ve Finlandiya'dan Empowering Old Age Coop - VoiVa örgütünden eğitmenlerin yürüttüğü, yaşlı kadınların maruz kaldıkları şiddetle mücadelede destek hizmeti veren örgüt ve kurumların işbirliğini güçlendirmek amacıyla düzenlenen atölyeye katıldık. Atölyede Arnavutluk, Avusturya, Bosna-Hersek, Kıbrıs, İngiltere, Finlandiya, Gürcistan, İzlanda, İrlanda, Moldova, Karadağ, Polonya, Hollanda, Romanya, Slovenya ve Türkiye'den kadın örgütleri, kamu kurumları ve sağlık kuruluşlarından 26 kişi katıldı. Bu interaktif eğitim boyunca, katılımcı ülkelerde ortak olan, çoğunlukla göz ardı edilen ama çok yaygın olduğu bilinen, yaşlı kadınların maruz kaldıkları şiddet biçimleri hakkında konuşuldu.

Yıllar boyunca süregiden bu şiddetle türüyle ilgili paylaşılan ve ortaklaşılan konular şöyleydi: Bu şiddetin etkileri karmaşıyor ve yaşa bağlı çeşitli sağlık sorunlarıyla birleşiyor. Sağlık ve sosyal hizmet kurumlarının yaklaşımı yüzünden bu şiddet görmezden geliniyor ve bu bağlamda değerlendirilmiyor. Toplumsal nedenlerle yaşadıkları şiddeti dillendiremeyen kadınlar yaşlandıklarında bu konuda daha çok zorlanıyor. Yaşlı kadınların bilgiye ve kaynaklara erişmeleri fiziksel, psikolojik ve sosyal engellerden dolayı genç kadınlara göre daha zor. Yaşlı kadınlar kocalarından olduğu kadar, onlara bakım veren çocuklarından ya da diğer aile bireylerinden de şiddete maruz kalabiliyor. Şiddet uygulayan yaşlı erkeklerin “yaşlı amca/dede” imajı ya da fiziksel/psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle şiddet faillikleri görünmezleşiyor. 

 
 
Belediyelerin kadın odaklı sosyal politikalar geliştirebilmesi kadın örgütleriyle işbirliğine bağlı

Temmuz ayında Avcılar ve Şişli Belediyeleri tarafından stratejik plan oluşturmak amacıyla düzenlenen odak grup toplantılara çeşitli STK’lerle birlikte katıldık. Bağımsız bir moderasyon eşliğinde ilerleyen toplantılarda, belediyenin kadınlara, gençlere, çocuklara, engellilere ve toplumun diğer kesimlerine sağlaması gereken destek mekanizmalarını ve sosyal politikaları tartıştık. Belediyelerde eşitlik biriminin kurulmasının, toplumun her kesimini kapsayan sosyal politikalar üretilebilmesi ve uygulanabilmesi için en temel şart olduğunu diğer örgütlerle birlikte dile getirdik.

Mor Çatı olarak sosyal politikaların belirlenmesinde ve uygulanmasında toplumsal cinsiyet eşitliği temelli yaklaşımın önemini vurguladık. Belediyelerin kadına yönelik şiddet, sığınak ve dayanışma merkezi çalışmaları ve diğer sosyal destekleriyle ilgili önerilerimizi dile getirdik. Kadınlara dost kentler oluşturabilmek için belediyelerin geliştirebileceği politikalara dair görüşlerimizi paylaştık. Önümüzdeki süreçte, hem bu önerilerin hayata geçirilmesinde hem de yeni politikalar üretilmesinde belediye ve sivil toplum işbirliğinin devam etmesinin ve eşitlik politikalarının öncelikle belediyelerin kendi işleyişlerine yansıtılmasının gerekliliğini vurguladık.

 
 
Psikoloji bölümü öğrencileriyle erkek şiddetini konuştuk
İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Programı tarafından düzenlenen Akran Buluşmaları’nın temmuz ayındaki konuğu Mor Çatı’ydı. Psikoloji bölümü öğrencilerinin yanı sıra şiddet konusunda duyarlı katılımcıların da bulunduğu sohbette, “Erkek Şiddeti ile Mücadelede Mor Çatı Deneyimi”ni aktardık. Mor Çatı’nın kuruluş hikayesini, Dayanışma Merkezi ve Sığınak faaliyetlerini, feminist dayanışma ve yöntemlerimizi paylaştık. Kadınların neden şiddet ilişkisinde kaldığı, erkek şiddetinin psikolojik etkileri, nasıl Mor Çatı gönüllüsü olunabileceği yönündeki sorularla ve cevaplarla sohbeti sonlandırdık.  
 
 
Boğaziçi Ayvalık Projesi Eğitim İnsiyatifi’yle şiddet ve istismara eğitmen yaklaşımını konuştuk

Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde kurulan kulüpler üstü bir gönüllü topluluğu olan Boğaziçi Ayvalık Projesi Eğitim İnsiyatifi, 2015’ten bu yana Ayvalık’ın merkezi, köyleri ve Altınova çevresinde Yaz ve Kış Okulları düzenliyor. 2-3 hafta süren okullarda 20-30 kişilik bir ekip çocuklarla tiyatro, müzik, felsefe, bilim, masal, sanat, dans, spor, fotoğraf, sinema gibi konularda atölyeler yapıyor. İnisiyatifin gönüllü öğrencileriyle bu yılki atölyeler öncesinde, 2 Ağustos’ta  Mor Çatı Dayanışma Merkezi’nde buluştuk. 

Sohbetimizin başında Mor Çatı’nın etkinlikleri, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve etkileri, şiddete maruz kalan kadın ve çocukların haklarıyla ilgili temel bilgileri paylaştık ve inisiyatifin geçmiş çalışmalarını dinledik, ardından karşılıklı sorularla ilerledik. Eğitmenlerin çocuklar arasında şiddetli çatışmalarla ve aile içi şiddete dair çocukların verdiği bilgilerle karşılaştıkları anlar; şiddet ve istismarın farkına varmak, adil tavır almak, aynı zamanda programdaki etkinlikleri sürdürebilmek ve projenin sürekliliğini zedelememekle ilgili kaygıları üzerine birlikte düşünüp, çözüm yollarını tartıştık. Ayvalık çevresinde sosyal hizmetler, şiddet ve istismar vakalarında destek alınabilecek resmi kurumlar, kadın örgütleri ve sığınaklar gibi bilgileri edinip paylaşmanın öneminden söz ettik. Çocuklardaki cinsiyetçiliği azaltmak için eğitmenlerin rol model olarak etkisine, sınıf içindeki diyaloglarda toplumsal cinsiyet rollerine dikkat ederek, erkek işlerini kadınların yapması gibi ezber bozucu tavırlar almalarının ne kadar dönüştürücü olabileceğinin altını çizdik.

 
 
Mor Çatı’ya destek olmak için neler yapabilirsiniz?
 
Bizimle iletişime geçmek için lütfen [email protected] adresini kullanın, bu maili cevaplamayın.

www.morcati.org.tr | İletişim | Twitter