Erkeklerin kadın ve çocuklara karşı işledikleri taciz, tecavüz gibi cinsel suçlar son derece yaygın. Türkiye’de her 10 kadından 4’ü cinsel şiddet de dahil olmak üzere erkeklerin şiddetine maruz kalıyor, her 5 çocuktan 1’inin istismar gördüğü düşünülüyor. Bu durum cinsel şiddet uygulayan erkeklerin hasta olması ile açıklanamayacağı gibi çözümü de cinsel şiddet uygulayan bazı erkeklerin tedavisi olamaz.
Erkeklerin kadın ve çocuklara karşı işledikleri taciz, tecavüz gibi cinsel suçlar son derece yaygın. Türkiye’de her 10 kadından 4’ü cinsel şiddet de dahil olmak üzere erkeklerin şiddetine maruz kalıyor, her 5 çocuktan 1’inin istismar gördüğü düşünülüyor. Bu durum cinsel şiddet uygulayan erkeklerin hasta olması ile açıklanamayacağı gibi çözümü de cinsel şiddet uygulayan bazı erkeklerin tedavisi olamaz.
Cinsel şiddet, erkek şiddetinin bir biçimi. Ardında da erkeklerin toplumdaki egemenliği, kadın ve çocukların bedenleri üzerinde de tahakküm kurma istemleri yatıyor. Tecavüzcülerin büyük çoğunluğu kadın ve çocukların tanıdığı, yakınlarındaki erkekler. Meclise sunulan cinsel suçlarla ilgili yasa önerisinin tartışılmasında bu nokta gözden kaçırılıyor. Nitekim cezaların artırılması gibi yasa önerisinde yer alan birçok olumlu düzenleme tartışılmıyor, “tecavüzcülerin ilaçla tedavi edilmesini” içeren madde öne çıkarılıyor. Böylelikle erkekler neredeyse aklanıyor, cinsel şiddet üç beş hastanın işlediği suça indirgeniyor, muhafazakarlar tarafından kutsallaştırılan “aile”, bir kez daha eleştirilerin dışında tutulmuş oluyor.
Kuşkusuz pedofili gibi bazı hastalıklar da mevcut ve bu hastalara tabi ki kendilerinin istemesi durumunda ilaç tedavisi uygulanmalı, uygulanmakta. Ancak cinsel şiddet hastalığa indirgenemeyecek kadar toplumsal bir sorun. “Tedavisi” de erkek egemenliğinin ortadan kaldırılmasında, eşitsizliklerin giderilmesinde yatıyor.