Bu 8 Mart’ta ve her gün, kadınlar olarak özgür ve eşit bir dünyada var olabilme mücadelemizi yaşamın her alanında sürdürüyoruz. Cinsiyet eşitsizliğinin ve kadınlara yönelik ayrımcılığın sonuçlarını hayatın her alanında erkek şiddetine maruz kalarak, evde eşitsiz iş bölümü ve bakım sorumluluğu altında ezilerek, sokaktan ve siyasetten dışlanarak ve kendi hayatımız ve bedenimize dair karar verme hakkımızın elimizden alınmasıyla yaşıyoruz.
Süregiden tarihsel eşitsizlik, hayatın gün geçtikçe ağırlaşan koşullarıyla da birleşince önümüze umutsuz bir tablo bırakıyor. Fakat hep hatırlamak lazım ki kadınların yüzyıllar boyunca erkek egemenliğine karşı verdiği mücadelenin kazanımları hepimizin hayatında hayal edilemeyecek dönüşümler yarattı. Biz kadınlar bu mücadele ile güçlendik, yaşamımızı dönüştürmenin, bu eşitsiz düzeni değiştirmenin, yalnızca bize ait olan bir hayat kurabilmenin yollarını bulduk.
Kadınların haklarına yönelik saldırıların pervasızlaştığı; aileyi koruma kisvesi altında kadınları eve kapatan, haklarından yoksun bırakan, açık açık kadınları erkeklere biat etmeye zorlayan politikaların yayıldığı şu dönemde, kadınların her şeyi göze alarak erkeklere “hayır” demeye devam etmesi yalnızca baskıların bizi sindiremeyeceğinin değil aynı zamanda feminist dayanışmamızın gücünün de bir göstergesi. Tüm bu saldırılar, kadınların kendi hayatlarına dair karar alıp, hayatı istedikleri gibi yaşamalarının önüne konulan her türlü engel, erkeklerin kadınların güçlenmesinden duydukları korkunun bir yansıması. Erkeklerin, kadınların beden, emek ve kimlikleri üzerinde kurduğu baskı ve kontrolle eriştikleri ayrıcalıkları açığa çıkaran feminizmi düşmanlaştırmaları bu yüzden. Mor Çatı’da kadınlarla maruz kaldıkları şiddete karşı dayanışma kurarken, kadınların dirençlerini, maruz kaldıkları şiddetin yıkıcılığına rağmen hayatta kalma ve yaşamı yeniden kurma iradelerine tanıklık ediyor ve kadın dayanışması ile bu mücadelede yalnız olmadığımızı bir kez daha görüyoruz.
Şiddetten uzak, özgür yaşamlar kurabilmek için sırtımızı yaslayabileceğimiz bir yer var: Kadın Dayanışması. Biliyoruz ki bugün, dünyanın her yerinde kadınlar patriyarkaya karşı, erkeklere karşı kendi mücadelesini veriyor. Her birimizin kendi hayatında verdiği mücadele, bir diğerini güçlendiriyor. Dünyayı değiştirmenin, bu eşitsiz düzeni sonlandırmanın mümkün olduğunu bizlere gösteriyor.
Yaşasın kadın dayanışması, yaşasın feminist mücadelemiz!