Bir süredir tüm dünya ve Türkiye’de yayılan yeni tip koronavirüs salgını sebebiyle hayatlarımızda büyük değişiklikler oldu. Bu değişikliklerin çalışma pratiklerimizi ve sığınaktaki hayatı oldukça etkilendiğini, sürecin yoğunluğu ve belirsizliğinin zaman zaman eyleme geçmeyi zorlaştırırken, zaman zaman da alınan önlemlerin niteliğini sorgulattığını söyleyebiliriz.
Pandemiden önce de Mor Çatı’ya ulaşan kadınların aktarımlarından var olan desteklere ulaşmada zorluklar yaşadıklarını biliyorduk. Ancak pandemiyle birlikte, zaten sorunlu çalışan destek mekanizmaları neredeyse işlemez hale geldi diyebiliriz. Bu da hem sığınak çalışmasını hem de şiddete maruz bırakılan kadınların ihtiyaç duyduğu sosyal desteklere erişimini zorlaştırdı. Kadınlar pandemi sebebiyle ya işlerinden çıkarıldılar ya da ücretsiz izne ayrılmak zorunda kaldılar. Bu koşullar salgın sürecinin belirsizliğiyle birleşince, sosyal çalışma da bu belirsizliklerle şekillenir oldu.
Salgının yayılmaya başladığı ilk günlerde, yayılma hızı ve sürecin yönetimiyle ilgili belirsizlikleri kaygı verici ve düşündürücü bulmakla birlikte, sosyal çalışmacılar olarak hem kendi aramızda hem de sığınakta kalan kadınlarla toplantılar yaptık. Birbirimize bildiklerimizi aktardık, nasıl önlemler alınabileceğini konuştuk. Toplu taşıma kullanımını durdurmak, sığınağa giriş çıkışları zorunlu ihtiyaçlarla sınırlamak, sosyal çalışmacıların sığınağa erişemeyeceği durumlarda kadınlar arası iş paylaşımlarının önceden planlanması gibi önlemler alarak sığınakta kalan kadın ve çocukların salgından korunabileceğini, birbirimizi gözetebileceğimizi düşündük. Bu süreçte birbirimizin sağlığını gözetmek de dayanışmamızın bir parçası oldu.
Sığınakta kalan her bir kadınla salgından önce yaptığımız gibi haftalık görüşmelerini salgın süresince online olarak evlerimizden gerçekleştiriyoruz. Şu an tüm mekanizmalar durmuş olsa bile birbirimizi görmek, duymak, kaygılarımızı ve süreci konuşmak dayanışmamızın devamının önemli bir parçası. Bu görüşmelerde zaman zaman koronavirüs sürecinin getirdiği değişimleri, zaman zamansa bir evde kalabalık bir grupla 24 saat bir arada olma deneyimlerini ve bu koşullarda dayanışmanın olanaklarını konuşuyoruz. Birebir görüşmelere ek olarak her hafta evde kalan tüm kadınların katıldığı ev toplantıları yapıyor, ortak yaşamdan doğabilecek sorunları azaltmanın yollarını hep birlikte konuşuyoruz. Bu görüşmeler koronavirüs ve sağlıklı kalmak için sığınakta alınabilecek önlemler üzerine konuşmalarla geçiyor.
Bu dönemde ilk defa deneyimlediğimiz ve süreçte öğrenmeye çalıştığımız bir diğer pratik de sığınakta çocuklarla yaptığımız sosyal çalışmayı uzaktan sürdürmeye başlamamız. Şiddetten farklı şekillerde etkilenen çocuklar, salgın sürecinde yaşanan belirsizlikten de duygusal olarak olumsuz etkilenebiliyorlar. Çocuklarla çalışırken aynı zamanda anneyi desteklemek de oldukça önemli. Annelerle, çocuklarla koronavirüs hakkında nasıl konuşabilecekleri, çocukların verebileceği duygusal tepkiler ve onların gelişimini desteklemek için ne tür aktiviteler yapabileceklerine dair bilgilendirmeler, uzaktan yürüttüğümüz bu çalışmanın bir parçası.
Sosyal çalışmacılar olarak salgın sırasında yaşadığımız en büyük zorluklardan biri, kendi geleceğimize dair kaygılar ve belirsizliklerle baş etmeye çalışırken benzer duygular yaşayan kadınlarla çalışmayı sürdürmek oldu. Bu ortaklıklarda buluşmak ve bunun hissettirdiklerini birbirimizle paylaşmak da bizim için önem kazandı.
Uzaktan sığınak çalışması bir kez daha bize hatırlattı ki, kadınların güvenliğini sağlayan şey korumacı güvenlik mekanizmaları değil, kadınların kendi güçleri ve özerklikleridir. Kadınlar erkek şiddetinde olduğu gibi, bir virüs salgınında da ancak nasıl korunacakları konusunda doğru bilgiye ve kaynaklara sahip olurlarsa kendi güvenliklerini sağlayabilirler.
Toplu yaşam birçok zorluğu beraberinde getirse de, sığınakta kalan kadınların bunları kadın dayanışmasıyla atlatabildiklerini görüyor ve deneyimliyoruz. Kadınlar birbirlerine yemekler yaparak, birbirleriyle kaynaklarını, deneyimlerini ve bilgilerini paylaşarak, beraber okuma saatleri, film izleme zamanları yaratarak bu zor süreçte birbirlerini destekliyorlar. Bu pandemi bize sığınaklarda kalan kadınların denetlenmeye değil, kendilerini güçlendirmek için alanların yaratılmasına ihtiyaç duyduklarını bize bir kez daha hatırlatıyor.