Skip to main content
Yazılar

WAVE’in politika belgesinden pandemide atılması gereken acil adımlar için öneriler

By 30 Ekim 2020No Comments

Avrupa Şiddete Karşı Kadınlar (WAVE) Ağı, Kovid-19 ve Kadın ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet başlıklı politika belgesinde pandeminin etkilerini ve uzun vadede yaratacağı sonuçları değerlendirerek acilen atılması gereken adımlar konusunda önerilerde bulundu. Bu belgenin özetini sizlerle paylaşıyoruz:

WAVE üyeleri, Kovid-19’un başlangıcından bu yana kadına yönelik şiddet, özellikle de ev içi şiddet başvurularının birçok ülkede çarpıcı şekilde arttığını raporluyor. Kadınlar yalnızca karantina tedbirleri nedeniyle değil; kolluk, sosyal hizmetler ve mahkemeler gibi kamu kurumları üzerindeki yükün kadına yönelik şiddet vakalarına etkin müdahale kapasitesini düşürmesi nedeniyle de ciddi tehlike altındalar. Bazı ülkelerde başvuru sayısı artmaktayken, bazılarında düşüş gözlemleniyor. Bu aynı zamanda teknolojiye erişimde cinsiyete dayalı ayrımcılığa, kadınlar ve kız çocuklarının hizmetlere ulaşabilmek için gereken teknolojiye erişemeyebileceğine ya da fail veya diğer aile bireyleri tarafından göz hapsinde tutulduklarından teknolojik cihazları kullanamayabileceğine işaret ediyor. Öte yandan, çevrim içi iletişimin artması; ısrarlı takip, zorbalık, cinsel taciz, cinsel içerikli trolleme gibi dijital şiddet biçimlerine maruz kalma riskini de artırıyor.

WAVE üyeleri kadınların bu krizden orantısız şekilde etkilendiğini, özellikle beyaz olmayan, mülteci ve göçmen, Roman, yoksul ve işçi sınıfından gelen kadınlar ile LGBTİ+’ların bu krizin olumsuz sosyal ve ekonomik etkilerine çok daha açık olduğunu vurguluyor. Nitelikli sağlık hizmetine erişimin olmaması, çeşitli grupların ihtiyaçlarına yönelik ilgisizlik gibi sağlıkta zaten var olan eşitsizlikler, bu gruplar arasında hastalığın yayılmasının koşullarını oluştururken, onları hastalığın ağır etkilerine açık hale getiriyor. Çeşitli grupların ne şekilde etkilendiğine dair veri toplanmayıp, politikaların merkezine bu çeşitliliği tanıma ve eşitlik perspektifi koyulmadığında, bu kriz döneminde şiddete karşı geliştirilen yanıtlar da incelikli bir şekilde kişinin ihtiyaçları doğrultusunda kurgulanmıyor, nitelikli olmuyor ve çok basit tedbirlerle sınırlı kalıyor.

Süregiden sağlık krizi, artan başvurular ve temel destekleri sosyal mesafe ve hareket kısıtlamaları altında sağlamaya çalışmaları nedeniyle, kadın danışma merkezleri de bu süreçten etkileniyor. Sığınak başvurularındaki artışla birlikte, sığınak kapasitelerinin İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlü kıldığından çok daha düşük olduğu ve uzmanlaşmış destek hizmetlerine daha fazla bütçe ayrılması gerektiği daha da açık hale geldi. Durum böyleyken, mevcut sığınak kapasitesinin zorlanmaması için uzaklaştırma, yaklaşmama ve koruma tedbirlerinin etkin şekilde uygulanması kritik önem taşıyor.

Kovid-19’un ekonomik durgunluğa neden olması çok olası. Yarı zamanlı, geçici ve güvencesiz işlerde istihdam edilen kadınlar açısından bu finansal belirsizlik, şiddet failinden uzaklaşmanın önünde bir engel haline gelerek, kırılgan grupların şiddete uğrama riskinin artmasına neden olabilir.

Pandemi sonucunda kamu bütçesi üzerinde artan yük, kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarına ve kadın örgütlerine ayrılan ekonomik kaynağın azaltılması tehlikesini de beraberinde getiriyor. AB kurumlarının Kovid-19’un kadına yönelik şiddet üzerindeki etkisine karşı bütünlüklü bir yanıt geliştirmek için hızla irade göstermesi gerekiyor.

Öneriler:

  • İstanbul Sözleşmesi, bu krize cinsiyete duyarlı, mağdur odaklı ve insan hakları temelli bir yanıt geliştirilmesinde kilit rol oynamalıdır. Bu amaçla, İstanbul Sözleşmesi Taraflar Komitesi’nin yakın zaman önce yayınladığı deklarasyonda yer alan pratik önerilerin ve yol haritasının varlığını hatırlatmak isteriz.
  • Bu krizden önce hazırlanan 2020-2025 AB Cinsiyet Eşitliği Strateji Planı, yeni ortaya çıkan durum ve ihtiyaçlarla birlikte, başta çoklu ayrımcılığa uğrayan kesimler olmak üzere pandeminin kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkilerine karşı etkili yanıtlar verebilecek şekilde güncellenmelidir. Cinsiyet perspektifinin tüm AB politikalarına ve temel faaliyetlerine dahil edilmesi taahhüdü yerine getirilmelidir.
  • Bu krizin kadına yönelik şiddet üzerindeki orantısız etkisini tümüyle anlayabilmek, politika üretip bütçeyi planlayabilmek için, cinsiyete göre ayrıştırılmış veri toplanması zorunludur. Ancak veri toplama çalışmaları, kadınları ve kız çocuklarını daha büyük bir şiddete uğrama riskiyle ya da baskıyla karşı karşıya bırakmayacak şekilde yürütülmelidir.
  • Pandemi kapsamındaki olağanüstü tedbir kararları, hak temelli bir perspektiften bakıldığında çoğunlukla kısıtlayıcı kararlardır. Polisiye tedbirler ve gözetimdeki bu kaçınılmaz artış, orantısız şekilde, hesap verebilirlik ve şeffaflık olmaksızın yaşanmaktadır. Kısıtlayıcı karar ve tedbirlerin kısa dönemli olması ve kriz dönemiyle sınırlandırılması garanti altına alınmalıdır.
  • Kadın haklarına ve cinsiyet eşitliğine yönelik saldırılar tüm Avrupa’da devam etmekte ve göçmen kadınlar için güvensiz bir ortam oluşturmaktadır. Süregiden krizin bu geri gidiş eğilimini güçlendirmek ve hızlandırmak için kullanılmadığından emin olmalıyız. Krizden önce de var olan kısıtlama tedbirleri kaldırılmalı ve tüm kadınların kamu hizmetlerinden gözaltına alınma ve sınırdışı edilme korkusu olmaksızın faydalanmaları sağlanmalıdır.
  • Kadınlara hizmet veren kurumlara talepleri karşılayabilmeleri için gerekli kaynak aktarılmalı ve uzun dönemli bütçe planlaması yapılmalıdır. Karantina tedbirlerinin uygulandığı dönemde kadınların başvuru yapamaması nedeniyle, tedbirlerin kalkmasıyla birlikte başvuruların artacağı göz önünde bulundurulmalı ve buna uygun şekilde bu alana kaynak aktarılmalıdır.
  • Kadın örgütlerinin karar verme süreçlerine katılımını sağlamak, uzun dönemli iyileştirme faaliyetleri açısından hayati önem taşımaktadır. Böylelikle şiddete maruz kalan kadın ve çocukların ihtiyaçları ve kaygıları da politika yapma süreçlerine dahil edilebilir.
  • Bu süreçte alınacak ekonomik tedbirler içerisine kadına danışma merkezleri, sığınaklar ve şiddet hatlarına kaynak aktarımı da dahil edilmelidir.

Metnin aslına buradan ulaşabilirsiniz.

Leave a Reply