25 Kasım Uluslararası Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’nde kadın örgütleri hazırladıkları yasa taslağının aynen kabul edilmesini bekliyor. Şiddete karşı çıkmanın yetmediğini etkili bir mücadele için bütçe ayrılması gerektiğini belirtiyorlar. 14. Kadın Sığınakları ve Dayanışma/Danışma Merkezleri Kurultayı’nda alınan karar bugün uygulandı ve Türkiye’nin dört yanındaki kadın örgütleri Bakanlığa taslaklarının aynen yasalaşmasını talep eden fakslar gönderdiler. Bakanlığa gönderilen açıklamada şöyle denildi:
25 Kasım Uluslararası Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’nde kadın örgütleri hazırladıkları yasa taslağının aynen kabul edilmesini bekliyor. Şiddete karşı çıkmanın yetmediğini etkili bir mücadele için bütçe ayrılması gerektiğini belirtiyorlar. 14. Kadın Sığınakları ve Dayanışma/Danışma Merkezleri Kurultayı’nda alınan karar bugün uygulandı ve Türkiye’nin dört yanındaki kadın örgütleri Bakanlığa taslaklarının aynen yasalaşmasını talep eden fakslar gönderdiler. Bakanlığa gönderilen açıklamada şöyle denildi:
Yeni adıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bir süredir kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir işleve sahip olacak “Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun” üzerinde çalışıyor. Bu süreçte, aralarında Mor Çatı’nın da bulunduğu 222 kadın örgütü olarak yasaya ilişkin 33 sayfalık kendi önerilerimizi hazırlayıp bakanlığa sunduk. 25 Kasım Uluslararası Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde bir kez daha taslağımızın aynen yasalaşması talebini Bakanlığınıza iletiyoruz.
“4320 SAYILI KADINLARA YÖNELİK HER TÜRLÜ ŞİDDET ve EV İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ, ŞİDDETLE MÜCADELEYE DAİR KANUN” adıyla sunduğumuz önerilerimiz, gerek Bakanlıkça hazırlanmış taslağa yönelik eleştirilerimizi; gerekse de alternatif önerilerimizi içeriyor. Alanda çalışan kadın örgütleri olarak, yasaların uygulanması sırasında kamu kurum ve kuruluşları ile yargılama faaliyetinde ortaya çıkan aksaklıkları ve bu aksaklıkların getirdiği kadının insan hakları ihlalleri konusunda sahadan gelen bilgi birikimimizi hazırlamış olduğumuz taslağa yansıttık.
Kadın örgütleri olarak kadına karşı şiddetin, kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsiz güç ilişkilerinden kaynaklanan bir ayrımcılık ve kadının insan hakları ihlali olarak açıkça tanımlanmasını talep ediyoruz. Çıkartılacak şiddet yasasının, şiddeti önleyici, saldırganları caydırıcı ve şiddete maruz kalan kadını, çocuklarını, yakınlarını ve şiddetin tanıklarını etkin bir biçimde koruyucu mekanizmalar içermesi (bu çerçevede, Türkiye çapında etkin ve yaygın bir sığınak ve cinsel şiddet kriz merkezleri ağının oluşturulması, yasanın uygulanmasını takip için, KSGM koordinasyonunda, kadın örgütleri temsilcilerinin de içinde bulunduğu bir izleme mekanizması kurulması) gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Gerekli kurumsal mekanizmalar içermediği, etkin bir takip sistemi kurulmadığı ve bunların gerçekleşmesi için yeterli bir bütçe ve kadının insan hakları eğitiminden geçmiş (sayısal olarak kadın-erkek eşitliği de gözetilen) nitelikli bir personel tahsisi sağlanmadığı takdirde çıkartılacak hiçbir yasanın sorunu hafifletmeye bile yetmeyeceğini biliyoruz. Bu nedenle, kurumsal mekanizmalar konusunda “yeterli bütçe yok” savunusunu hiçbir biçimde kabul etmiyoruz.
Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Bizler ülkemizde kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin hızla arttığı bugünlerde sözümüzü bir kez daha yineliyor;
222 Kadın Örgütünce hazırlanmış olan yasa taslağının en kısa sürede ve bir bütün halinde yasalaşmasını ve;
•“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin bir an önce Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesini ve kadına karşı şiddetin önlenmesi yasasının bu sözleşme esas alınarak düzenlenmesini talep ediyoruz.
Bu taleplerimiz yerine gelene kadar bu konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.