Skip to main content
Haberler

“Yargının tecavüzcüleri korumasına razı değiliz”

By 25 Mart 2013No Comments

Kadınlar, Yargıtay’ın N.Ç. Davası’na yönelik kararını ve bu kararı gerekçelendirme biçimini Çağlayan Adliyesi önünde protesto etti. N.Ç. 2002 yılında henüz 13 yaşındayken, aralarında yüzbaşı, okul müdürü, korucu gibi kamu görevlilerinin bulunduğu 26 erkeğin tecavüzüne uğramıştı. Ardından mahkeme ve Yargıtay kararlarında N.Ç.’nin bu kişilerle “rızasıyla birlikte olduğu” ileri sürüldü. Karara yapılan itirazlar olayın geçtiği tarihte eski Türk Ceza Kanunu’nun yürürlükte olduğu gerekçesiyle reddedildi.

Kadınlar, Yargıtay’ın N.Ç. Davası’na yönelik kararını ve bu kararı gerekçelendirme biçimini Çağlayan Adliyesi önünde protesto etti. N.Ç. 2002 yılında henüz 13 yaşındayken, aralarında yüzbaşı, okul müdürü, korucu gibi kamu görevlilerinin bulunduğu 26 erkeğin tecavüzüne uğramıştı. Ardından mahkeme ve Yargıtay kararlarında N.Ç.’nin bu kişilerle “rızasıyla birlikte olduğu” ileri sürüldü. Karara yapılan itirazlar olayın geçtiği tarihte eski Türk Ceza Kanunu’nun yürürlükte olduğu gerekçesiyle reddedildi.

Çağlayan Adliyesi önünde toplanan kadınlar, bu kararın onaylanmasının cinsiyetçi bir yargı anlayışının ürünü olduğunu ve bir yasa değişikliği ile açıklanamayacağını dile getirdiler. Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız Kampanyası, İstanbul Feminist Kolektif, Amargi, Bağımsız Feministler, Filmmor, Kadav, Kadının İnsan Hakları Derneği – Yeni Çözümler, İllet, Morçatı, Petrol-İş Kadın, Sosyalist Feminist Kolektif’in imzasını attığı basın bülteninde, yargının Tecavüzcüleri korumasına razı gelinmediği vurgulandı.

YARGININ TECAVÜZCÜLERİ KORUMASINA RAZI DEĞİLİZ!!!

13 yaşındaki bir çocuk 26 erkeğin tecavüzüne uğradı. Kamu davası ancak N.Ç.nin Adalet Bakanı’na yazdığı mektuptan sonra açılabildi. Tecavüzcüler yüzbaşıydı, okul müdürüydü, korucuydu, kamu görevlileriydi, erkeklerdi. Kamu davası açıldıktan sonra N.Ç.nin avukatı, N.Ç.yi destekleyenler, tecavüzcülerin en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyenler, defalarca tehdit edildiler.

Mardin 1. Ağır Ceza mahkemesi en başından itibaren sanıkların yanında oldu. Tecavüzcüler görevlerinden alınmadılar. Tutuksuz yargılandılar. Mahkeme 13 yaşındaki N.Ç.nin 26 erkek tarafından alıkonulmasında ve defalarca tecavüze uğramasında “N.Ç.nin rızası olduğuna” karar verdi. Başsavcılık da rızası vardır dedi. En son ise “Yüksek Yargı” sıfatıyla Yargıtay, 13 yaşında bir çocuğun 26 erkek tarafından tecavüze uğramasında N.Ç.nin de rızası vardır diyen kararı ONAYLADI.

Yargıtayın da onayladığı bu kararların gerekçesi ise olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan TCK’nın bu kadar cezaya izin verdiği. Bu neyin tartışması?

Eski TCK’ya göre, 13 yaşındaki bir kız 26 adamın tecavüzüne uğradığında rızasının sorgulanması gerektiğinin mi?

Eğer sorgulanırsa N.Ç.’nin rızası vardır denebilir mi?

Biz feministler buradaki cinsiyetçi uygulamanın bir yasa değişikliğiyle açıklanmasını kabul edemeyiz. 13 yaşında bir çocuğun rızasının aranmasının, tecavüzcülere iyi hal indirimi uygulanmasının, tecavüzcülerin hemen serbest bırakılmasının, kadın katillerine haksız tahrik indirimi uygulanmasının, yıllarca süren davaların,  yargının erkeklerin yanında olmasının ne anlama geldiğini önce N.Ç.’den, sonra kendi hayatlarımızdan çok iyi biliyoruz.

Bu kararları sindiremiyoruz. İsyan ediyoruz. Oysa yapılan açıklamalarda Yargıtay “adil yargılanma ilkelerinin” zedelenmemesi için konunun konuşulmasını istemiyor. Yargı neyi örtbas etmeye çalışıyor? Bu davada verilen kararlar ile adil yargılama ilkeleri zaten hiçe sayılmıştır. Adaletin erkek adaleti olduğu, yine erkeği koruduğu çok acık. (Bu kararlardan sorumlu olanlar “kanunların uygulandığını, kanunların bunu gerektirdiğini” söylemekte ve kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır.

Bize bu kararı, yasaların değişikliğiyle açıklamaya çalışmayın. Kamuoyunu kandırmayın. Yasaların da sözleşmelerin de gereklerini biliyoruz. Türkiye’nin imzaladığı kadınlar ve çocuklarla ilgili olumlu yaptırımlar içeren uluslar arası sözleşmelere ve Kadınlar lehine kimi yasalara rağmen işleyen erkek adaleti bildiğimiz gibi;)  Erkek egemen sisteme karşı mücadelemizin yasalara ve sözleşmelere sığdırılamayacağını da biliyoruz.

Erkekleri, tecavüzcüleri koruyan yargının olduğu bir hukuk sistemine direniyoruz.

Adaletin erkeklerden taraf olduğunu görüyoruz ve buna direniyoruz.

“YARGI 13 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUĞUN 26 ERKEK TARAFINDAN TECAVÜZE UĞRAMASINA RAZIDIR. N.Ç. RAZI DEĞİLDİR. BİZ KADINLAR RAZI DEĞİLİZ.”

Erkek Adalet değil gerçek adalet!

 Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız Kampanyası, İstanbul Feminist Kolektif, Amargi, Bağımsız Feministler, Filmmor, Kadav, Kadının İnsan Hakları Derneği – Yeni Çözümler, İllet, Mor Çatı, Petrol-İş Kadın, Sosyalist Feminist Kolektif

Leave a Reply