Türkiye’nin 2011 yılında ilk imzacısı olduğu, kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti önlemek konusunda en kapsamlı ve bağlayıcılığı olan ilk uluslararası belgedir.
Sözleşmenin tanımlar kısmında şiddetin kaynağının toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğu ve şiddetle mücadelenin eşitsizlikle mücadele ile mümkün olduğu belirtilmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nin öncü niteliği kadına yönelik şiddeti sadece kadınları koruyarak sonlandırılacak bir olay olarak görmeyip şiddetin önlenebilir olduğuna da dikkat çekmesidir.
Sözleşmenin maddeleri dört ana başlık üzerine kurulmuştur:
1- Kadına yönelik şiddetin temelinde yatan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine neden olan cinsiyetçi tutum ve davranışları değiştirmeyi hedefleyerek şiddeti önlemek
2- Danışma merkezi, sığınak, cinsel şiddet kriz merkezi gibi destek mekanizmalarını kurarak şiddet riski altındaki kadınları şiddete karşı korumak
3- Şiddete uğrayan kadın şikayetten vazgeçse dahi şiddet suçu karşısında faillere gerekli cezaları vermek
4- Ülke çapında kadına yönelik şiddetle mücadele edebilmek için kurumlar arasında gerekli koordinasyonu kurmak.
1990 yılından bu yana kadına yönelik erkek şiddetine karşı kadınlarla dayanışma kurarken, şiddetin kaynağı ve dinamikleri kadar kadınların şiddetten uzaklaşıp yeni hayatlar kurabilmeleri için hangi desteklere ihtiyaç duyduklarına tanık olduk. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet alanında yıllardır mücadele eden kadınların deneyimleri ile yazılmış bir sözleşmedir.
İstanbul Sözleşmesi’nde, şiddetin kaynağı olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadeleyi merkeze aldığı için ısrar ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nde, kadınların herhangi bir nedenle ayrımcılığa maruz kalmadan haklarından yararlanmaları garanti edildiği için ısrar ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nde kadına yönelik şiddet alanında koruyucu ve önleyici tüm mekanizmaların ve politikaların güvencesi olduğu için ısrar ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nde, kadınların ihtiyaçlarını bütüncül bir yaklaşımla ele alan bir çalışma öngördüğü için ısrar ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nde, kadınların şiddetten uzaklaşmak ya da şiddetten korunmak için erişebilecekleri tüm mekanizmalarda yaşanan tıkanıklıkları çözmeye olanak veren bir araç olduğu için ısrar ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nde, devlete her alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, şiddeti önlemek, kadınları şiddete karşı korumak ve failleri cezalandırmak yükümlülüklerini verdiği için ısrar ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi, bugün dünyada kadına yönelik şiddetle mücadelede siyasi irade gösteren tüm kamu kurumları için bir kılavuz niteliğindedir.
İstanbul Sözleşmesi’nde ısrar ediyoruz çünkü kadınların ve çocukların şiddet görmediği bir dünya için mücadele ediyoruz!