Türkiye’de, Kadın Hareketi’nin mücadelesiyle kadına yönelik şiddeti önlemeye ve şiddete maruz kalan kadınları korumaya yönelik olumlu yasal düzenlemeler gerçekleşmesine karşın, yasaların uygulanmasında hala ciddi sorunlarla karşılaşılıyor. Bu sorunların temel kaynaklarının başında ise hükümet yetkililerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini meşrulaştıran söylem ve eylemleri, yasaların uygulanmasını mümkün kılacak idari yapılanmanın hayata geçirilmemiş olması ve yasa uygulayıcılarının keyfi tutumlarının herhangi bir yaptırımla karşılaşmıyor olması yer alıyor
Türkiye’de, Kadın Hareketi’nin mücadelesiyle kadına yönelik şiddeti önlemeye ve şiddete maruz kalan kadınları korumaya yönelik olumlu yasal düzenlemeler gerçekleşmesine karşın, yasaların uygulanmasında hala ciddi sorunlarla karşılaşılıyor. Bu sorunların temel kaynaklarının başında ise hükümet yetkililerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini meşrulaştıran söylem ve eylemleri, yasaların uygulanmasını mümkün kılacak idari yapılanmanın hayata geçirilmemiş olması ve yasa uygulayıcılarının keyfi tutumlarının herhangi bir yaptırımla karşılaşmıyor olması yer alıyor. Bu Rapor, Türkiye’de kadına yönelik şiddet alanında yürürlükte olan yasaların uygulamasının, kadına yönelik şiddetle mücadelede yetki ve sorumluluğu olan kamu kurumlarının çalışmalarının ve politikalarının bir yıllık izleme ve değerlendirmesini yapmayı hedefliyor. Raporda izleme ve değerlendirmede referans alınan hukuki düzenlemeler, Avrupa Konseyi Aile İçi Şiddetle ve Kadınlara Yönelik Her Türlü Şiddet ile Mücadele Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women- CEDAW), 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (6284 Sayılı Kanun), 5231 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK), 4721 Sayılı Medeni Kanun ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunudur. İzleme ve değerlendirmelerin temel bilgi kaynağı ise, Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı (Mor Çatı) Dayanışma Merkezi’ne başvuran ve Mor Çatı Sığınağı’nda kalan kadın ve çocukların deneyimleri, başvuranlarla dayanışma kuran sosyal çalışmacı, psikolog ve avukatların deneyimleri, Mor Çatı’nın yaptığı bilgi edinme başvurularına verilen yanıtlar ve Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultay Bileşeni Örgütleri’nin deneyimleridir. Raporda deneyimleri yer alan K-Bileşeni Örgütler: Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınma Evi Derneği, Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Fethiye Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği, İzmir Buca Evka-1 Kadın Kültür ve Dayanışma Derneği, İzmir Kadın Dayanışma Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı (Ankara), Kadınlarla Dayanışma Vakfı (İstanbul), Muş Kadın Çatısı Derneği, Muş Kadın Derneği, Nevşehir Kadın Derneği ve Van Kadın Derneğidir.
Raporun birinci bölümünde, Mor Çatı Dayanışma Merkezi ve Sığınak faaliyetlerine yer veriliyor. Bu bölümde, 2015 yılında başvuran kadın ve çocukların başvuru nedenleri, ihtiyaç duydukları destekler ve Mor Çatı tarafından verilen desteklerin neler olduğu anlatılıyor. İkinci ve üçüncü bölümünde, Mor Çatı’ya ve K-Bileşen örgülere başvuran kadın ve çocukların deneyimleri üzerinden Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele için var olan sosyal hizmetler ve hukuk mekanizmaları inceleniyor. Son bölümde ise, kadına yönelik şiddetle mücadele alanındaki kamu politikaları oluşturulurken genelde dikkate alınmayan, şiddetin kadın ve çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerine değiniliyor. Rapor, bu içeriğiyle, şiddete maruz kalan kadın ve çocukların ihtiyaç duydukları destekler için başvurdukları kurum ve kuruluşlarda karşılaştıkları zorlukları, bu zorlukları aşmak için nasıl mücadele ettiklerini görünür kılmasının yanı sıra, var olan yasal düzenlemelerin kadın ve çocukların hak kaybına uğramadan ve şiddetsiz hayatlar kurabilmelerine destek olacak şekilde uygulanabilmesi için çözüm ve önerileri de kapsıyor.
Türkiye’de Erkek Şiddetiyle Mücadele Mekanizmaları İzleme Raporu