Mor Çatı 1 Aralık 2019-30 Nisan 2021 tarihleri arasında Hollanda Krallığı Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğu İnsan Hakları Fonu’nun katkısıyla Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasalarının Uygulanmasının İzlenmesi (Monitoring Practices of Laws on Struggle with Violence against Women) isimli çalışmayı yürüttü. Çalışma, kadınların sahip oldukları hakları kullanmak için başvurdukları yasal mekanizmalarda karşılaştıkları güçlükler ve hak ihlallerini odağına alır. Kadınların, aile hukukunu ilgilendiren davalarının yanı sıra 6284 sayılı Kanun’dan doğan haklarına, ulusal ve uluslararası hukukun getirdiği haklara ne ölçüde ve nasıl eriştiklerinin izlenmesini içerir. Ayrıca şiddet gören ve/veya yoksullaştırılan kadınların adalete erişimleri, bu bağlamda bir avukatın desteğinden yararlanabilmeleri için önem taşıyan baroların adli yardım bürolarınca kadınlara verilen hukuki desteklerin kapsamının ve niteliğinin tespitini ve iyileştirilmesini amaçlar. Bu rapor, yürütülen izleme çalışmasını yansıtmaktadır.
Kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin yasaların uygulanmasının izlenmesi için raporun yazımında kullanılan bilgiler birden fazla kaynağa dayanmaktadır. Bunlardan ilki Mor Çatı’nın dayanışma merkezi ve sığınağında dayanışma kurulan kadınlardan elde edilen bilgi ve deneyimlerdir. İkincisi çalışma kapsamında barolar arası farklı uygulamaları konuşmak ve deneyim paylaşımı yapmak amacıyla baroların adli yardım büro görevlileri ve sorumlu avukatlar ile baroların kadın hakları merkezi üyesi avukatların katılımı ile düzenlenen odak grup toplantılarıdır. 4 ve 11 Temmuz 2020 tarihlerinde düzenlenen iki odak grup toplantısında İstanbul, Balıkesir, Nevşehir, Ordu, Rize, Denizli, Trabzon, Kütahya, Aksaray ve Samsun Barolarından temsilciler ile görüşüldü, bilgi ve deneyim aktarımı yapıldı. Odak grup toplantıları şu dört soru etrafında oluşturuldu:
1) 6284 sayılı Kanun ile ilgili başvurularda avukat ataması yapıyor musunuz? Kadınların ekonomik durumlarına ilişkin belge talep ediyor musunuz?
2) Adli yardım bürosunda başvuru alan avukatlar ve adli yardım personeli, toplumsal cinsiyet eğitimi ve kadına yönelik şiddet konularında destekleniyorlar mı, bu kişilere yönelik atölye/eğitim çalışması yapılıyor mu?
3) Suç mağduru bir kadın (darp vb.) için adli yardım bürosunda süreç nasıl işliyor?
4) Adli yardım hizmetinin kadınları daha iyi destekleyebilmesi için neler yapılabilir?
Üçüncü olarak Türkiye’nin 81 ilindeki tüm barolara bünyelerindeki adli yardım birimlerinin yapısına ve şiddete maruz kalan kadınlara verdikleri desteklerin detaylarına dair resmî bir dilekçe ile veri talebinde bulunuldu.[1] Bu formda öncelikle adli yardım birimlerinde çalışan avukat ve büro personeli sayısı soruldu. Daha sonra adli yardım birimleri tarafından geleneksel olarak avukat ataması yapılan, aile hukukunu ilgilendiren davalar dışında 6284 sayılı Kanun çerçevesindeki haklara erişim için atama yapıp yapmadıkları, yapıyorlarsa bu atamalardaki dosyaların sonuçlarına dair veri tutup tutmadıkları soruldu, ellerindeki verileri paylaşmaları istendi. Ayrıca daha genel olarak atama yapılmadan önce kadınlardan ekonomik durumlarına dair talep edilen belgelerin yanı sıra adli yardımdan dava alan avukatlara meslek içi eğitim verilip verilmediği ve atamalarda bu tip eğitimleri almış kişileri seçmek gibi bir uygulama olup olmadığına dair bilgiler soruldu. 81 ilden yalnızca Balıkesir, Bursa, Isparta, İzmir, Samsun, Uşak ve Nevşehir Baroları sorulara kısıtlı da olsa yanıtlar verdiler. Buna ek olarak Türkiye çapında 40 baro ile bilgi almak amacıyla telefon görüşmeleri gerçekleştirildi. Bu görüşmelerde adli yardım birimleri sorumlu avukatları, büro personelleri, adli yardım komisyon başkanları ve kadın hakları merkezi üyesi avukatlardan bilgi alındı.
Dördüncü olarak bu çalışma kapsamında bir araştırma şirketi Mor Çatı için “Şiddete Uğrayan Kadınların Adalete Erişimi” başlıklı bir kamuoyu araştırması yürüttü. Araştırma kapsamında elde edilen bilgiler bu rapora kaynak oluşturmaktadır.
Bunun yanı sıra 19-20 Aralık’ta düzenlenen iki günlük Kadına Yönelik Şiddet Yasalarının Uygulanmasında Adli Yardım Bürosundan Dava Alan Avukatların Rolü konulu deneyim paylaşım atölyesinde paylaşılan bilgilerden bu raporda faydalanılmaktadır.
Son olarak, İstanbul Barosu Beyoğlu Merkez Şubesi Adli Yardım Bürosu sorumlu avukatı Av. Aylin Moralıoğlu ile derinlemesine bir görüşme gerçekleştirildi.
Rapor, şiddetle mücadelede bütünlüklü yaklaşımın gerekleri ve uygulamalardaki deneyimlere dair genel bir çerçeveden sonra dört ana bölüm ve öneriler içeren bir sonuç kısmından oluşur. Genel çerçeve kısmında, barolar ve adli yardım özelindeki incelemeye geçilmeden önce kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarındaki -kolluk, aile mahkemeleri, savcılıklar, şiddet önleme ve izleme merkezleri (ŞÖNİM) vb. kurumlar- uygulamalara ilişkin bir çerçeve çizilir. Genel çerçevenin ardından, adli yardım birimlerinin yapısı ve işleyişi, ilgili mevzuat ile birlikte ele alınır. İkinci bölümde kadınlar için adli yardımın önemi ve kadınların baro adli yardım bürolarının vereceği desteklere olan ihtiyaçları Mor Çatı deneyimine dayanılarak anlatılır. Kadınların ihtiyaç ve taleplerinin yanı sıra baroların adli yardım bürolarında edindikleri deneyimler incelenir. Üçüncü bölümde adli yardım bürolarının yapısal sorunlarına (kurumsallaşma, ödenek eksikliği vb.) değinilir. Dördüncü bölümde bir iyi örnek olarak İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosu ele alınır. Önerilerin yer aldığı sonuç bölümünde ise iyileştirmeye yönelik öneriler paylaşılır.
İstanbul Sözleşmesi’nin 57. maddesi, taraf devletlere kadınlara ücretsiz adli yardım sağlama yükümlülüğü getirerek adli yardımın kadına yönelik şiddetle mücadeledeki yerine işaret eder. Barolar tarafından sunulan ücretsiz avukat desteği, adli yardım sisteminin önemli bir parçasını oluşturur. Şiddete uğrayan kadınların adalete erişimlerinde baroların vazgeçilmez bir rolü var. İzleme raporunun hazırlandığı tarihlerde Türkiye, Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini duyurdu. Türkiye’nin Sözleşme’den çekilmesi, üstelik bunun usule aykırı şekilde Cumhurbaşkanlığı kararıyla yapılmaya çalışılması kabul edilemez. Türkiye her ne kadar Sözleşme’den çekildiğini duyurmuşsa da kadına yönelik şiddete karşı mücadelede gerekli mekanizmaları kurmak ve işler kılmak devletin kadınlara karşı görevi ve Anayasa’nın 2. maddesi gereği sosyal hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Bu bağlamda, baroların adli yardım bürolarının etkin ve kaliteli hizmet vermesi; yalnızca boşanma, velayet ve nafaka gibi davalarda değil, evli olmayan ya da evli olup henüz boşanma davası açmamış olan kadınları da gözeterek, şiddete uğrayan yahut şiddet tehlikesi altında olan talep sahibi kadınlara 6284 sayılı Kanun kapsamında, ekonomik durumlarına bakmadan hızlı şekilde avukat ataması gerekir.
Mor Çatı olarak, bu izleme raporu ile şiddetten uzaklaşmak için mücadele eden kadınların ulusal ve uluslararası hukuktan doğan kazanılmış haklarını kullanırken karşılaştıkları sorunların görünür hâle gelmesini ve şiddeti önlemek için etkili olacak ve kadınların güçlenmesini sağlayacak mekanizmaların kurulmasını hedeflemekteyiz. İzleme raporu, şiddet gören kadınlara barolardan verilen adli yardım hizmetinin iyileştirilmesine dönük genel bir çalışma olup, baroların çocuk, mülteci, LGBTİ+’lara yönelik çalışmalarını kapsamamaktadır.
Mor Çatı Kolektifi
[1] Resmi dilekçe örneği raporun sonundaki Ekler bölümündedir.