Skip to main content
Yazılar

24. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı toplandı

By 25 Şubat 2022No Comments

Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı için, bu yıl 3 gün süreyle (6-7 ve 9 Kasım 2021) ve çevrim içi olarak yeniden bir araya geldik. “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karşıtı Politikalar ve Feminist Stratejilerimiz” başlığıyla gerçekleştirdiğimiz Kurultay’ın ilk gününe farklı illerdeki kadın ve LGBTİ+ örgütlerinden ve kamu kurumlarından 267 kadın katıldı.

Bilindiği gibi Kurultay, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için ‘80’li yıllardan bu yana kesintisiz mücadele yürüten kadın hareketlerinin en geniş platformlarından birini oluşturuyor. İlk kurultay, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Son Günü etkinliği kapsamında Mor Çatı’nın çağrısıyla 1998 yılında toplanmıştı. 24. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı bu yıl da  Türkiye’nin dört bir yanında kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın örgütlerini ve kamuda çalışan kadınları bir araya getirdi. 3 gün boyunca kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadele alanındaki uygulamalar, toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtı politikalar ve mücadele yöntemlerimiz tartışıldı.

Kurultay’ın birinci günü ilk oturumda İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı ve kadına yönelik şiddet politikaları ele alındı. Oturumun ilk konuşmacısı Esra Aşan toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlere / rejimlere işaret etti, bunun bir parçası olarak birçok ülkede artış gösteren uygulamaları örnekledi.  Oturumun ikinci konuşmasında Ceren Akçabay kadına yönelik şiddet ile mücadelede devletlerin ortaya koyduğu eylem ve stratejik planların ne anlama geldiğini ve Türkiye’deki tarihsel izleği aktardı. Ceren Akçabay ayrıca 2021 yılı 4. Ulusal Eylem Planı’nda eski Eylem Planlarının tersine İstanbul Sözleşmesi’ne atıf yapılmadığını, bu politika değişikliğinin olumsuz sonuçlarının uygulamalara da yansıdığını belirtti. Oturumun son konuşmacısı Bertil Oder İstanbul Sözleşmesi sürecinin hukuki rotasını değerlendirdi, İstanbul Sözleşmesi’nden biçimsel çekilme olsa bile sözleşmenin barındırdığı özsel değerler ve kadın hareketinin deneyiminin, birikiminin, gücünün farkında olmamız gerektiğini, ileriye dönük olarak bu güç ve kazanımlar üzerinden tartışma yürütme sorumluluğumuzu vurguladı.

İstanbul Sözleşmesi bağlamında mücadele stratejilerimizi ve izleme raporlarını tartıştığımız ikinci oturumda önce Kadın Koalisyonu’ndan Nurcihan Temur söz aldı. Hazırladıkları izleme raporunu aktardı. Pandemi sürecinde belediyelerin sorunlara acil ve önleyici müdahaleler yapabilmek açısından önem kazandığını, kadınların şiddet riski ile veya ekonomik zorluklarla karşılaştıklarında destek için belediyelere ulaşmaya çalıştıklarını, bunun sadece salgında değil, İzmir depremi ve sonrasında karşı karşıya kalınan felaketlerde de geçerli olduğunu belirtti. Ardından Mor Çatı’nın ve Kurultayın izleme raporları paylaşıldı. Ebrar Nefes’in aktardığı Mor Çatı verilerine göre ŞÖNİM’lerde kadınlara yanlış bilgi verildiği, eksik ve caydırıcı yaklaşımlarda bulunulduğu görülüyordu. Zeynep Ekin Aklar, Kurultay bileşenleri olarak kamu kurumlarına bilgi edinme başvurularında bulunulduğunu, ayrıca bileşenler olarak odak grup toplantıları yapıldığını, raporun bu veriler ışığında hazırlandığını belirtti. Kadınlara destek vermesi gereken belediyelerin kadın danışma merkezlerinin yerini, çoğu durumda aile destek merkezleri almıştı. Aile destek merkezleri, kadınların şiddetten uzaklaşması yerine ailenin bütünlüğünü korumaya yönelik uygulamalar geliştiriyor, hem kadınlara hem erkeklere hizmet veriyorlardı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı ŞÖNİM’lerde (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri) az sayıdaki iyi uygulama ise duyarlı çalışanların bireysel inisiyatiflerine dayanıyordu.

Star Kadın Derneği’nden Dilan Kunt Ayan, Kürt illerinde kadınlar olarak yapmaya çalıştıkları etkinliklerin yasaklanmaya devam ettiğini, bu çalışmaları sürdürmenin kendisinin bile mücadele etmek anlamına geldiğini belirtti. Rosa Kadın Derneği’nden Elif Tirenç İpek ile Ruken Ergüneş, Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı olarak veri topladıklarına, ancak kurumlardan veri almakta zorlandıklarına, kurum çalışanlarının cinsiyetçi ve sorumsuz yaklaşımlarına değindiler.

Kurultay’ın üçüncü gününde yapılan atölye çalışmaları, alandaki uygulamaları ve mücadele yöntemlerimizi nasıl geliştirebileceğimizi kapsıyordu. Sığınak ve da(ya)nışma merkezi çalışmaları, başvuru almada feminist ilkelerin yeniden hatırlanması, İstanbul Sözleşmesi ve hukuki süreçler, yerel yönetimlerin yaklaşımları, nafaka karşıtlığı, kadın yoksulluğu ve krizlerin kadına karşı şiddete etkileri, cinsel şiddetle mücadele konuları atölyelerde ele alındı.

Kurultayın son gününde hep birlikte atölye sonuçlarını tartıştık ve Sonuç Bildirgesi’ni oluşturmak için taleplerimizi ortaya koyduk. Sonuç Bildirgesi’ne buradan ulaşabilirsiniz.

Leave a Reply