Skip to main content
Basın Açıklamaları

15 Kasım’da Gebze Adliyesi’ndeyiz: Dava Takibine Çağrı

By 14 Kasım 2022Ocak 6th, 2023No Comments

14 yıldır süren tecavüz davasının cezasızlıkla sonuçlanmaması için tüm kadınları bizimle birlikte bu davayı takip etmeye çağırıyoruz!

2009 yılında bir kadın bir iş adamı tarafından tecavüze uğramıştı. Mahkemeye sunulan onlarca delille 10 yıllık hukuk mücadelesi sonunda tecavüzcünün cezası kesinleşmişti. Fail başka bir tecavüze teşebbüs olayından hüküm giymesine rağmen 2009’da gerçekleşen tecavüz nedeniyle bir gün bile tutuklanmamış, hakkında yıllarca devam eden yakalama kararına rağmen “bulun-a-mamıştı”. Sanık ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olağanüstü kanun yoluna başvurdu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu tecavüz olayını esastan dahi incelemeksizin “usulen” kararı bozup yakalama kararını kaldırarak tecavüzcüyü adeta cezasızlıkla ödüllendirdi. Usulü bozma kararı hukuk kurallarına ve yargı bağımsızlığı ilkesine tamamen aykırı olsa da 14. yılını doldurmak üzere olan bu olay için en kötü ihtimalle zamanaşımı hükümlerinin işletilmeye çalışıldığını açık ve net bir şekilde görmekteyiz. Bu, kadınların özellikle nüfuz sahibi erkekler tarafından maruz kaldığı her türlü şiddete karşı hukuk kurallarının işletilmediğinin ilanıdır.

Yerel mahkemenin verdiği ceza kararında ısrar etmesi için, tüm kadınları, 15 Kasım Salı günü, saat 09.35’te, Gebze Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davayı takibe çağırıyoruz.


Duruşma günü okuduğumuz basın metni:

Bugün burada feministler olarak 14 yıldır süren tecavüz davasının cezasızlıkla sonuçlanmaması için bir araya geldik. Bu davada tecavüze uğrayan bir kadın, tecavüzcünün ceza alması için 10 yıl uğraşmak zorunda kaldı ve buna rağmen tecavüzcü bir gün bile tutuklanmadı. Üstüne cezayı zaman aşımına uğratmak için çabalamaya devam ediyor.

Bu dava kadınların maruz kaldıkları şiddet, ayrımcılık karşısında adalet talep ettiklerinde karşılaştıkları akıl almaz tablonun sadece bir örneği. Bugün ceza kanunda yapılan değişikliklerle, kadına şiddetle mücadeleye dair paylaşılan verilerle sanki şiddet cezalandırılıyor gibi algı yaratılıyor. Halbuki bizler kadınların deneyimlerine baktığımızda cezasızlığın çok yaygın olduğunu, kadınların mahkeme salonlarında adaleti sağlamak için mücadele etmek zorunda kaldıklarını, kendilerine inanılmadığı gibi erkekleri koruyan cinsiyetçi tutumlar nedeniyle sık sık kendilerine suçlayıcı ifadelerin yöneltildiğini görüyoruz. Cezasızlıktan güç bulan erkekler, kadınlara şiddet uygulamaya, tecavüz etmeye, öldürmeye hakları olduğunu düşünüyor.

Kadınların mahkeme salonlarında karşılaştıkları adaletsiz, verilen her cezasızlık kararı tüm kadınların şiddetten uzaklaşma mücadelesini ve maruz kaldığı ayrımcılık ve şiddeti etkiler. Bu nedenle kadınlar aleyhine verilen her karar neticesinde tüm kadınlar zarar görür. Biz de Mor Çatı olarak bu nedenle bu davaya müdahillik dilekçemizi sunduk. Mahkeme ise talebimizi reddetti.

Biliyoruz ki erkek şiddetini sonlandırmak ancak toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmekle ve kurumların bütüncül ve koordinasyon halinde çalışması ile mümkün. Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atmakla kadınlara yönelik şiddetle mücadele etmeyeceğini beyan etti fakat biz ne erkek şiddeti ile mücadelemizden ne İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.

Kadınların şiddetten uzak, özgür ve bağımsız hayatlar sürebildiği bir dünya için yaşasın kadın dayanışmamız, yaşasın feminist mücadelemiz!

Leave a Reply