Skip to main content
Basın Açıklamaları

Daha çok sığınağa ihtiyacımız varken!

By 18 Şubat 2022No Comments

İstanbul Eyüpsultan Belediyesi’nin ilçedeki kadın sığınağını kapatma kararı aldığı haberi geçtiğimiz günlerde basına yansıdı[1]. Kadın sığınakları, erkek şiddetine karşı mücadelenin en önemli mekanizmalarından biri, belediyeler ise şiddete karşı mücadele etmekle yükümlü kamu kurumlarıdır. Bakanlık ve belediyelerin daha fazla sığınak açması gerekirken herhangi bir gerekçe ile sığınak kapatması kabul edilemez.

Sığınaklar, erkek şiddetine maruz kalan kadınların çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri, şiddetten uzak ve bağımsız bir yaşam kurmak için ihtiyaç duydukları sosyal, psikolojik, hukuki vb. destekleri alabilecekleri yerlerdir. Birleşmiş Milletler’in kadına yönelik şiddetle mücadele mevzuatı gereğince; yerleşim yerlerinde kadın sığınakları her 10.000 nüfusa karşılık en az 1 yatak kapasitesi olacak şekilde hizmet vermelidir. Buna göre Türkiye’de kadın sığınaklarının 8.468 yatak kapasitesi olması gerekmesine rağmen Türkiye genelinde bulunan 149 kadın sığınağı 3.264 yatak kapasitesi ile hizmet veriyor[2].

Belediyeler Kanununa göre ise nüfusu 100.000’i geçen belediyelerin sığınak açma yükümlülüğü bulunurken Türkiye’de sadece 33 adet belediyeye ait sığınak bulunuyor. Bakanlığın paylaştığı rakamlar ve bilgi edinme başvuruları aracılığı ile belediyelerden öğrendiğimiz bu sayılara itimat etmek gün geçtikçe zorlaşmaya başladı. Zira kimi sığınakların uzun aylar hatta yıllar boyunca tadilatta olduğunu ve kimilerinin uzun çalışmama arasının ardından kapatıldığı haberini alıyoruz.

Eyüpsultan Belediyesi, ilk sığınak açarak iyi örnek oluşturmuş, sığınak çalışması için eğitim ve danışmanlık almış bir belediyeydi. Sığınağın kapatılması haberi örnek çalışmaların kurumlarda bir yapı oluşturmadığını, kurumlarda bulunan kişiler ve anlayışlarının yön belirlediğini üzülerek gösterdi. Eyüpsultan Belediyesi meclis üyesi, sığınağın kapatılma gerekçesini güvenliği sağlayamamak ve Eyüpsultan Belediyesi sınırları dışından kadınları kabul etmeyi, bir diğer üye ise kadınların kocalarının “olay çıkarması”nı gerekçe göstermiştir. Öncelikle sığınaklar işleyiş mantığı açısından “yerel” olamaz. Hatta kadınlar sığınak başvurusu yaptıklarında kendi güvenlikleri için şiddete maruz kaldıkları muhit dışında sığınaklara yönlendirilmelidirler. Her sığınak, kadınların adresleri, vatandaşlık statüleri, yaşları, çocuklarının yaşları ve engellilik durumlarından bağımsız bir şekilde, şiddete uğramış her kadını kabul etmek zorundadır.

Sığınakların adresleri gizlidir ve bu gizlilik kanun ve yönetmeliklerle güvence altına alınmıştır. Sığınakların adres bilgilerini paylaşmak yasal olarak suç teşkil eder. Sığınaklarda kalan kadınlar ve beraberlerindeki çocukların gizlilik ve güvenliğini sağlamak için nitelikli personel tarafından risk değerlendirmesi ve güvenlik planlarını içeren kapsamlı bir sosyal çalışma yürütülmesi ve sosyal çalışma yürüten kişilerin süpervizyon ile desteklenmesi gerekir. Her kadının ihtiyacı ve güvenlik riski birbirinden farklı olacağından, genel geçer güvenlik uygulamaları çözüm değildir. Bu nedenle Eyüpsultan Belediyesi’nin oluşmuş olan sorunu çalışmayı iyileştirerek ve hatalardan öğrenerek sığınak binasını taşımak yerine sığınağı kapatarak “çözmüş” olması kabul edilemez. Belediyelerin sığınak ve kadın dayanışma merkezleri çalışmaları esnasında karşılaştıkları güçlüklere karşı çözüm üretebilmek için alanda deneyimli kadın örgütlerinden destek alması gerekir.

Belediyelerin sığınak açmakla ilgili yükümlülüklerinden kaçınmaları ve kapsamlı çalışma yürütmüyor olmalarındaki bir diğer neden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından kurulan merkezi sistemdir. Tüm sığınakların ŞÖNİM’lere bağlanması, belediyelerin kendi kadın dayanışma merkezleri aracılığı ile sığınak kabulü yapmasını zorlaştırmış ve belediyelerin kadına yönelik şiddetle mücadelede sorumluluğu Bakanlığa atmasına neden olmuştur. Ayrıca başta İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek olmak üzere kadına yönelik şiddetle mücadelede temel sorumlulukları görmezden gelen yaklaşım, destek hizmetlerinin ikinci plana atılmasına neden olmaktadır. Kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarını işletmek ve şiddete maruz kalan kadınlara ihtiyaç duyabilecekleri destekleri sağlamak belediyelerin sağlaması gereken temel hizmetler arasındadır. Bu görevlerine ara vermeleri ya da yapmaktan kaçınmaları kabul edilemez. Eyüpsultan Belediyesi’nin sığınak kapatması, Türkiye’deki sığınaklara dair mevcut duruma dair sadece bir örnek oluşturuyor. Acilen sığınak açma yükümlülüğünü yerine getirmeyen belediyeler hakkında çalışma yapılması, Bakanlığa bağlı sığınakların kapasitesi ve niteliğinin artırılması, sığınak kabullerinde yaşanan ayrımcı tutumların bir an önce ortadan kaldırılması ve sığınakların durumuna dair nitelikli verinin kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.[3]

Belediyeler ve tüm kamu kuruluşları kamuya hizmet etmekle yükümlüdür. Şiddete maruz kalan kadınlara yönelik mücadelede kadınların özellikli ihtiyaçlarına yönelik çözüm üretmemek kamu hizmetinden kaçınmaktır. Tüm kamu kuruluşlarına ve belediyelere bu temel görevlerini yerine getirme sorumluluklarını hatırlatırız.

[1] https://www.gazeteduvar.com.tr/ak-partili-belediyenin-kadin-siginma-evini-kapatma-gerekcesi-kocalari-olay-cikariyordu-haber-1552903

[2] https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-yanik-kadin-konukevi-sayisini-149a-yukselttik-608286.html#:~:text=T%C3%BCrkiye%20genelinde%20kad%C4%B1n%20konukevi%20say%C4%B1m%C4%B1z%C4%B1%20149’a%20%C3%A7%C4%B1kard%C4%B1k.%20283%20olan,hedefimiz%2C%20kad%C4%B1nlar%C4%B1n%20hizmetlerimize%20eri%C5%9Fimlerini%20kolayla%C5%9Ft%C4%B1rmak.

[3] Sığınakların işleyişinde karşılaşın mevcut sorunlara dair kapsamlı rapor için: https://morcati.org.tr/izleme-raporlari/erkek-siddetiyle-mucadelede-koordinasyona-iliskin-izleme-raporu/

Leave a Reply