Skip to main content
Haberler

20. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı 27 ilden 280 kadının katılımıyla Antalya’da gerçekleşti

By 14 Kasım 2017No Comments

Bu yıl yirmincisi düzenlenen Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı, 11-13 Kasım tarihlerinde Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ev sahipliğinde Antalya’da gerçekleşti. “20. Yılında Kurultay: Kazanımlarımıza Sahip Çıkmak ve Erkek Şiddeti ile Mücadelemizi Sürdürmek” başlığıyla düzenlenen Kurultay’a, 27 ilden kadın örgütleri, kamu kurumu ve belediyelerden 280 kadın katıldı.

Bu yıl yirmincisi düzenlenen Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı, 11-13 Kasım tarihlerinde Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ev sahipliğinde Antalya’da gerçekleşti. “20. Yılında Kurultay: Kazanımlarımıza Sahip Çıkmak ve Erkek Şiddeti ile Mücadelemizi Sürdürmek” başlığıyla düzenlenen Kurultay’a, 27 ilden kadın örgütleri, kamu kurumu ve belediyelerden 280 kadın katıldı.

Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği’nden Gülser Kayır’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan ve üç gün süren Kurultay, tebliğlerin sunulması, atölye çalışmalarının gerçekleşmesi ve atölye sonuç bildirgelerinin sunulmasıyla devam etti. 

Kurultay’ın birinci günü, “20. Yılında Kurultay ve Feminizm” oturumunda Ayşe Düzkan, Sevgi Uçan Çubukçu ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Ülfet Taylı, Kurultay’ın 20 yıllık tarihi boyunca elde edilen kazanımlar, yasal düzenlemeler ve uygulamalarla ilgili mücadele deneyimleri ve Türkiye’de feminizmin, feminist hareketin geçirdiği dönüşümlerden bahsettiler. 1980’li yıllarda kadınların ilk defa şiddete karşı sokağa çıkmasından bugüne kadar erkek şiddetiyle mücadelede pek çok kazanım elde edildi. Yasal değişikliklerin kadınlar lehine gerçekleştirilmesi sağlandı ayrıca kadınların mücadelesi sayesinde kadınlara yönelik şiddet görünür oldu ve meşru bir mücadele alanı haline geldi. Konuşmalarda işaret edilen dönemselleştirmeler aracılığıyla sokak hareketi, kadın örgütlenmelerinin, mücadelenin büyümesine katkısı üzerinde durulurken aynı zamanda bugün içinde olduğumuz geriye gidiş tehdidine de dikkat çekildi. Oturumun soru cevap kısmında, Türkiye’de yaşanmakta olan Olağanüstü Hal döneminde bağımsız kadın derneklerinin kapatılması ve kadına yönelik şiddet alanında oluşturulan birikimlerin yok edilmesi veya ulaşılamaz hale getirilmesi, kayyum atanan belediyelerde kadın danışma merkezlerinin kapatılarak bu alanda çalışma yürüten kadınların işten çıkarılması gibi kadına yönelik şiddetle mücadelenin önünü kesen uygulamalar ve baskıcı politikalar altında, yaşanan tüm zorluklara rağmen mücadelenin sürdürülmeye çalışıldığı ve dayanışmanın gerekliliği vurgulandı.

Hacettepe Üniversitesi’nden Reyhan Atasü Topçuoğlu Sosyal Çalışma ve Feminizm başlıklı sunumunda sosyal çalışmanın feminist bir faaliyet olması gerektiği vurgusunu yaptı ve devletin kurduğu sosyal hizmet anlayışının, bu yaklaşım ile çalışmanın önüne koyduğu engelleri örnekledi. Kadınlarla Dayanışma Vakfı-KADAV’dan Özgür Can Sunata ile Birsen Atakan’ın yaptığı şiddetsiz iletişim konulu sunumda, kadınlara yönelik şiddetle mücadele eden biz kadın örgütlerinin de aramızda kurmamız gereken şiddetsiz dilin yaratacağı dönüşüm tartışıldı.

Kurultay’ın “Kadına Yönelik Şiddet Alanında Uluslararası Deneyimler” başlıklı ikinci oturumunda, Fatmagül Berktay Otoriter Sistemlerde Feminist Mücadele başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Farklı ülkelerden örnekler vererek, dünyanın pek çok yerinde, ulus devletlerin kendi halkı üzerinde otoriterliği ve baskıyı arttırarak varlıklarını sürdürmeye çalıştıklarının ve güvenlik devletine dönüşmenin meşrulaştırıldığının altını çizdi. 

Selime Büyükgöze konuşmasında dünyada ve Türkiye’de gerçekleştirilen 8 Mart Uluslararası Kadın Grevi’nin yanı sıra, Latin Amerika, Batı Avrupa ve Türkiye’de son iki yılda gerçekleşen geniş katılımlı eylemlere değindi. Bu eylemlerin feminist hareket ve kadın örgütlenmelerinin geleceği üzerine düşündürdüğü sorular tartışmaya açıldı.

Kurultay’a Viyana Aile İçi Şiddete Karşı Müdahale Merkezi’nden katılan Tamar Çıtak, Avusturya’da, kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin olan yasal düzenlemeler, sığınaklar, acil yardım hatları, danışma merkezleri ve kurumlar arası koordinasyon gibi mekanizmalara değindi. Avusturya’nın son 30 yılda kadına yönelik şiddetle mücadelede büyük yol kat ettiğini söyleyen Çıtak, kendi merkezi de dâhil olmak üzere pek çok kurumun, finansal olarak devlet tarafından desteklenmesine rağmen tamamen bağımsız olarak çalışan feminist sivil toplum kuruluşları olduğunun altını çizdi. 

Koç Üniversitesi’nden Gizem Türkarslan konuşmasında Tunus’ta kadın hareketinin taleplerinden, eylemlerinden ve kadına karşı şiddete karşı verilen mücadeleden bahsetti. 

Kadınlarla Dayanışma Vakfı-KADAV’dan Faten Sarraj, Türkiye’de yaşayan göçmen, sığınmacı ve mülteci statüsündeki kadınların karşı karşıya kaldıkları şiddet, bununla mücadelede yaşanan zorluklar ve çözüm önerilerini aktardı. Mülteci kadınların Türkiye’de haklarını bilmemeleri ve bunu öğrenecek kaynaklara ulaşamamalarının öncelikli bir sorun olduğunun altını çizdi. 

Kurultay’ın birinci gününün son oturumu ise, Türkiye’nin çekincesiz olarak imzaladığı, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda uluslararası alanda ve iç hukukta bağlayıcılığı olan İstanbul Sözleşmesi’ne dair oturumdu. Kadın Dayanışma Vakfı’ndan Huriye Karabacak, Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği’nden Derya Acuner ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Ceren Akkaya ile Hazal Günel’in katıldığı oturumda, İstanbul Sözleşmesi’nin devlete getirdiği yükümlülükler, kadın örgütlerinin gerçekleştirdikleri çalışmalarda Sözleşme’den nasıl yararlanabileceği ve Türkiye’de Sözleşme’nin uygulanması noktasında yaşanan sıkıntılar, ilaveten yakın zamanda İstanbul Sözleşmesi İzleme Grubu GREVIO’nun Türkiye’de yaptığı denetim için hazırlanan raporlar tartışıldı.

Kurultay’ın ikinci günü atölye çalışmaları gerçekleştirildi. “20. Yılında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelemiz, Kazanımlarımız ve Sınırlılıklarımız” atölyesinde OHAL koşullarında kadına yönelik şiddetle mücadele, kapatılan dernekler ve bulundukları illerde kadın çalışması yapma imkânlarına dair sorunlar paylaşılırken, mevcut durumda kadın örgütleri arasında dayanışmanın nasıl sağlanacağı ve mücadelenin nasıl şekillendirileceği konuşuldu. Kurultay’ın ikinci günü boyunca “Kadın Örgütleri, ŞÖNİM ve Belediye Danışma Merkezleri: Farklı Deneyimler ve İletişim”, “İstanbul Sözleşmesi Işığında Güncel Yasa Değişiklikleri ve Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, “İkincil Travma ve Kendini Koruma/Baş Etme Yöntemleri”, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Veri Toplamanın Önemi ve Dijital İmkânlar”, “Sığınak/Danışma Merkezi Çalışmasına Yeni Başlayanlar İçin Başvuru Alma Yöntemleri” atölyeleri gerçekleştirildi.

Kurultay’ın son günü ise, atölye sonuç bildirgeleri sunuldu ve tüm katılımcılar sonuç bildirgelerinde yer alan konuları hep birlikte tartışma fırsatı yakaladı. Bu tartışmalar sonucunda, 20. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nın Sonuç Bildirgesi’nin içeriği belirlendi.

Kurultay Sonuç Bildirgesi her yıl olduğu gibi bu yıl da, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yayınlanacak.

< p>

Leave a Reply