Skip to main content
Haberler

Canan Arın: Yasaların uygulanması için siyasi irade gerekli

By 26 Mart 2013No Comments

Cinsiyet Eşitliğinin İnşası Konferansı’nın 2. gününde konuşan Mor Çatı gönüllüsü Canan Arın, kadına yönelik şiddetin sonlanabilmesi için eşitlik sağlanmalı. Bunun için de siyasi irade gerekir” dedi.

Cinsiyet Eşitliğinin İnşası Konferansı’nın 2. gününde konuşan Mor Çatı gönüllüsü Canan Arın, kadına yönelik şiddetin sonlanabilmesi için eşitlik sağlanmalı. Bunun için de siyasi irade gerekir” dedi.

Filmmor, Kader, Mor Çatı tarafından düzenlenen, Boğaziçi Üniversitesi’nde 5-6 Ekim’de gerçekleştirilen Konferansa İsveç ve Türkiye’den, kadın örgütlenmelerinin ve siyasi partilerin temsilcileri, akademisyen ve öğrenciler, çok sayıda kadın katıldı.

4 oturumdan oluşan Konferans boyunca yanıt aranan sorular şunlar oldu: Mevcut eşitsiz koşullarda, inşa edilmesine özel önem verilmeden kadın-erkek eşitliği sağlanabilir mi? Kadın-erkek eşitliğini inşa etme sürecinde özel önlemler, özel politikalar neler olmalı?  İsveç ve Türkiye’de kadın-erkek eşitliği uygulamaları, yasalar, özel önlemler, politik yaklaşım nasıl olmalı? Politik, ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda kadın-erkek eşitliğini bir bütün olarak inşa etme politikaları neler olmalı?

Konferans, Politik ve Ekonomik Katılımda Cinsiyet Eşitliği paneli ile başladı. Panelistler İsveç Yeşil Parti’den (The Swedish Green Party) Esabelle Dingizian, Feminist Insiyatif’ten Moa Roshanfar, KADER üyesi Çiğdem Aydın, Kadın Koalisyonu’ndan İlknur Üstün, CHP’den Nazik Işık, KADER’den Nükhet Sirman, MEDİAR’dan Özlem Danacı Yüce, AKP’den Öznur Çalık’tı.

Konferansın ikinci gününde “Cinsiyet Eşitsizliği, Beden Politikaları ve Kadınlara Yönelik Şiddetle Mücadele Deneyimleri” oturumu gerçekleştirildi. Kolaylaştırıcılığını Mor Çatı’dan Özlem Özkan’ın yaptığı oturumda konuşmacı olarak İsveç’den Terrafem üyesi Debbie Nujen, ROKS’dan Malin Olsson, Türkiye’den CEİD üyesi Ayça Kurtoğlu, BDP Milletvekili Sebahat Tuncel, Mor Çatı’dan Canan Arın, Kadın Dayanışma Vakfı’ndan Ebru Hanbay Çakır, İstanbul Feminist Kolektifinden Meriç Eyüboğlu, VAKAD’dan Zozan Özgökçe yer alıyordu.

Canan Arın: “Kadına yönelik şiddetin sonlanması için  önce eşitlik sağlanmalı, bunun için de siyasi irade gerekir” dedi.

İlk sözü alan, İsveç’den Terrafem üyesi Debbie Nujen ve ROKS’dan Malin Olsson, sığınak deneyimlerini anlattılar. Daha sonra söz alan Mor Çatı kurucularından ve Mor Çatı gönüllüsü Avukat Canan Arın, “İlk sığınağı İsveç’te görmüştüm” diyerek başladığı konuşmasında, devletin yaklaşımı açısından Türkiye ve İsveç arasında kısa bir karşılaştırma yaptı. Canan,  İsveç’te sığınakların elektirik, su, gaz parası ödemediğine dikkati çekerek, Türkiye’de sığınak çalışması yapanların başetmek zorunda kaldığı engellere değindi, kadın hareketinin 1980’lerden sonra büyük bir mücadele verdiğini hatırlatarak, bugün gelinen noktada, kadınların verdiği mücadele sayesinde ceza yasasından, Medeni Kanuna, İstanbul Sözleşmesi’nden 4320 ve 6284 sayılı yasalara dek bir dizi düzenlemenin yapıldığını ama yeterli olmadığını çünkü uygulamada  siyasi iradenin gerektiğini söyledi. Hukuk alanında yaşadığı deneyimlerden örnekler veren Canan,  “Önemli olan kanunların çıkması değil uygulanmasıdır. Hep birlikte uygulamaların takipçisi olmalıyız” dedi. 

Meriç, “ Cinsiyet eşitliğinin inşası ara durak, değiştirmemiz gereken koskoca bir hayat var” dedi

İstanbul Feminist Kollektif ‘ten Meriç Eyüboğlu da Güldünya, Ayşe Yılbaş davalarını örnek vererek, kadın hareketinin cinsiyetçi devlet sistemini görünür kılan TCK 29’a (haksız tahrik indirimi) karşı nasıl mücadele verdiğini anlattı. Kadınların duruşu ve direnişi sayesinde  kadın cinayetlerinde farkındalık yaratıldığını, kürtaj yasası gündeme geldiğinde aynı direnişi  “kürtaj haktır karar kadınlarındır platformuyla” gösterdiklerini vurgulayarak, “Yasaların çıkması için mücadele verdik ama yetmiyor uygulama önemli, katil erkeklerin ne kadar ceza aldığı değil, mahkemelerin aldığı tutum önemli, devletin cinsiyetçi yaklaşımı önemli” dedi. Edirne, Karabük ve Isparta’daki tecavüz davalarını ve  gebeliğini sonlandırmak isteyen kadınların karşısına çıkartılan engelleri hatırlatan Meriç, “ Cinsiyet eşitliğinin inşası ara durak, değiştirmemiz gereken koskoca bir hayat var” dedi. 

Daha sonra söz alan BDP milletvekili Sebahat Tuncel, Galatasaray Üniversitesi rektörlüğünün “Sebahat Tuncel’i konferanstan çıkarın” şartı getirince, konferansı düzenleyen kadınların, kendisini konuşmacılar arasından çıkarmak yerine, konferansın yerini değiştirmelerini  çok anlamlı bulduğunu belirterek,  “Kadın hareketi üyesi olmaktan onur duydum. Boğaziçi Üniversitesi’ne de bize yer verdiklerini için teşekkür ediyoruz” dedi.

Uzun yıllardır kadın hakları mücadelesi verdiklerini söyleyen Tuncel, ” Mecliste yeni anayasanın hazırlanma sürecine değindi.  Mücadelelerini sürdürdüklerini belirten Tuncel, kadın – lgbt – tüm halkların hakları ve ekoloji konusunun anayasada yer almasının önemine işaret etti. Şiddet ve eşitsizlik üreten patriyarkal sistemin değişmesini isteyen kadın hareketlerinin devrimci bir hareket olduğuna dikkat çeken Sabahat Tuncel, “Tüm kadınların ayrı ayrı yaptığı mücadeleleri birleştirerek hareket etmelerinin önemli olduğunu” söyledi. 

VAKAD’dan Zozan Özgökçe de  bölgede çok zor koşullarda çalışma yürüttüklerini anlatarak, “Vazgeçmememi sağlayan kadın dayanışmasını hissetmem oluyor” dedi

Van’dan iki vaka örneği veren Zozan, “Bölgede devlet el atınca  çıkmaza giren o kadar çok vaka görüyoruz ki. Çünkü adli mekanizma, devlet kurumu için kadının ne istediği, kadının güvenliği  önemli değil, hatta yok sayılıyor.  Devletin ve siyasetçinin el attığı herşey bozuluyor, içi boş politik bir söyleme dönüşüyor “ dedi. Zozan,  “Kadın örgütleri politik ittifaklar kurmadan, kadın dayanışması sağlanmadan yol almamız çok zor” dedi.

Forum’un son konuşmacısı  Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği’nden Ayça Kurtoğlu oldu.Derneğin 2011 yılında kurulduğunu  belirten Ayça, “ Hepimizin vardığı ortak sonuç uygulamaların kötü olduğu. Toplumsal değişim için, katılımcı demokrasinin  gelişmesi için, cinsiyet eşitliğinin inşaası için, bağımsız, sürdürülebilir izleme yapmanın gerekliliğine inanan insanlar  bir araya geldik “ dedi. Dünyada feminist bir izleme yönteminin olmadığını söyleyen Ayça, izleme yapmanın neden önemli olduğunu anlattı.

Leave a Reply