Skip to main content
Haberler

Erkek Şiddetini Görünmez Kılan Yasa Tasarısına İtiraz Ediyoruz!

By 16 Nisan 2018No Comments

Cinsel istismar suçlarını önlemenin yolu cezaları artırmak değildir! Cinsel istismar ile mücadele ancak çocuğu merkeze alan politikaların yasalarla desteklenmesiyle mümkündür.

09 Nisan 2018 tarihinde TBMM’ye sunulan çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin değişiklikler öngören “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” çocukların haklarını merkeze koymak yerine çocuk istismarı vakalarının artması ve görünürlük kazanmasıyla ortaya çıkan tepkileri bastırmak için ilgili tarafların görüşü alınmadan özensizce hazırlanmıştır.  Çocuklara yönelik cinsel istismar durumunda faile yönelik cezaları artırmayı esas alan tasarı, bu vakaların toplumsal ve psikolojik nedenleri araştırılmadan yargılamalardan kaynaklanan sorunları ayrıntılı olarak tespit edilmeden hazırlanmış olduğundan mevcut sorunları çözmeyeceği gibi, yeni sorunları da beraberinde getirecektir. Bu nedenle, kadın ve LGBTİ+ örgütleri olarak, bu yasa tasarısına itiraz ediyoruz!

Devletin görevi çocukların cinsel istismara maruz kaldığı şartları ortadan kaldırmak ve koruyucu, önleyici hizmetleri kurumsallaştırmaktır. 

Çocuğa yönelik cinsel istismar erkek egemen sistemin ortaya çıkardığı ve meşrulaştırdığı bir şiddet türüdür. Çocuğa yönelik cinsel şiddet, çocuğun üzerinde kurulan iktidar ve gücün kötüye kullanımı ve tahakkümün bir sonucudur. Bu nedenle, çocuğa yönelik cinsel şiddet konusu sadece faillerin cezalandırılması ile çözülemez. Anayasa’nın 41/2 maddesi ve Türkiye’nin imzaladığı uluslararası çocuk hakları sözleşmeleri uyarınca, devletin öncelikli görevi, çocukların cinsel istismara maruz kaldığı şartları ortadan kaldırmak, koruyucu ve önleyici hizmetleri kurumsallaştırmaktır. Çocuk istismarına suç ve ceza eksenini aşan daha geniş perspektiften, disiplinlerarası bir yaklaşımla ve hak temelli bir çocuk koruma anlayışıyla çözüm bulunması gerekmektedir. Çocuk haklarına dayalı bütüncül bir çocuk politikası hayata geçirilmeli, konuya ilişkin bilimsel verileri, yaşanan deneyimleri, nedenleri dikkate alan, ilgili tarafların ve sivil toplum kuruluşlarının demokratik katılımıyla çocuk haklarını merkeze alan bir düzenleme yapılmalıdır.

Cezaların artırılması çözüm değildir; tam tersine cezasızlık riski yaratır. Öncelikle hak temelli, önleme ve koruma odaklı bir çocuk koruma sistemi kurulmalıdır.

Tasarı, “mağdur”un 15 yaşından küçük olduğu hallerde ciddi bir ceza artırımı öngörüyor. 15 yaşından büyük “mağdur”larda sadece suçun silahla işlenmesi hali için bir ceza artırımı söz konusu. Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi, kan bağı olması, cebir ve tehdit olması gibi ağırlaştırıcı sebeplerin olduğu durumlarda, cinsel istismara maruz bırakılan çocuk 15 yaşın altında ise, faile müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına varan cezalar öngörülüyor.  Çocuğun 15 yaşın üstünde olması durumunda ise, silah kullanımı halinde müebbet hapis cezası öngörülmüş.  Verilecek müebbet hapis cezası ise 40 yıl olarak belirleniyor.

Cezaların artırılması çözüm değildir. 

Aşırı derecede artırılmış cezalar çözüm değildir. 40 yıl, 50 yıl gibi cezalar, birçok durumda idam cezası niteliği taşır; koğuş ve sokak linçlerini besler. Hiçbir ıslah edici niteliği olmadığı gibi, saldırganları kışkırtır ve “tecavüz edip, suç delilini ortadan kaldırmak amaçlı” cinayetlere neden olur. Cezanın ağırlığı, başta aile içi istismar vakaları olmak üzere birçok durumda, “mağdur” ve yakınlarını suçu ihbar yerine alternatif çözüm arayışlarına iter.

Failin de çocuk olduğu hallere ilişkin yasal düzenleme yapılmalıdır. 

Tasarıda, failin de çocuk olduğu hallere ilişkin ise hiçbir düzenleme bulunmuyor. Oysa, 2015 verilerine göre cinsel dokunulmazlık suçlarından yargılanan her altı kişiden biri çocuktur. Devlet çocuğu, çocuk suç faili olsa da korumakla yükümlüdür. Aşırı derecede ağırlaştırılmış cezalar, failin çocuk ve ergen olduğu durumlarda büyük adaletsizliklere ve yeni toplumsal sorunlara yol açacaktır.

Cinsel istismar bir şiddet türüdür, hastalık değil, suçtur. Kişinin onayı olmaksızın cinsel isteğin ilaçla baskılanması gibi tıbbi uygulamalarla suçu cezalandırmaya çalışmak insan haklarına aykırıdır.

Tasarı, basit cinsel saldırı ile cinsel taciz dışındaki cinsel suçlarda cinsel isteğin ilaçla baskılanmasına yönelik tıbbı müdahale öngörmektedir. Suçluyu kişinin onayı olmaksızın tıbbi uygulamalarla cezalandırmaya çalışmak insan haklarına aykırıdır. Sorunun ataerkil, cinsiyetçi sistemden kaynaklanan toplumsal boyutlarının göz ardı edilerek bireye indirgenmesi yaklaşımının bir ürünüdür. Kısas, linç gibi çağdışı cezalandırma yöntemlerinin önünü açacak tehlikeli bir adımdır. 

Yayın yasağını içeren madde “çocuğun üstün yararını gözetme” iddiasına karşın, toplumun suç ve suçla ilgili doğru bilgilenme ve denetleme hakkını ihlal edici niteliktedir.

Tasarı çocukların cinsel istismarına ilişkin suçların soruşturulması ve kovuşturulması aşamasında yapılan yayınların yasaklanmasına ilişkin düzenlemeler öngörmektedir. Tasarıda yapılacak kısıtlamaların içeriği ve niteliği belirsiz olduğundan, habere konu olayın tamamen karartılması riskini de beraberinde getirmektedir. Sessizlik cinsel şiddeti arttırır. Toplumun haber alma ve doğru bilgilenme hakkını ihlal eden bu düzenleme, toplumun konuya ilişkin duyarlılığına da sekte vurma, sansür ve otosansür uygulamalarını genişletme riski taşımaktadır. 

 

Bugüne kadar yapılan yasal düzenlemeler ve verilen yargı kararları, ceza artırımının çözüm olmadığını göstermiştir. Aşırı ağır cezalar yargıçları da zor durumda bırakmakta, birçok davada mahkûmiyet yerine beraat kararı verilmesine neden olmaktadır. Bu doğrultuda; 

  • Çocukla ilgili suç-ceza yaklaşımını dengeli kılmanın yanı sıra önleme ve koruma felsefesini merkezine alan hak temelli ve bütüncül bir çocuk koruma politikası hayata geçirilmelidir.
  • Çocuğa karşı cinsel istismar suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması sırasında delil kalitesini artırıcı, yargılamanın iyileştirilmesini sağlayıcı bir düzenleme yapılmalıdır. Örneğin çocuk cinsel istismarında zamanaşımı sorununa çözüm bulunmalı, çocuğun beyanının hukuki değeri güçlendirilmelidir.
  • Cezaların yeniden belirlenmesi ve kurumsal mekanizmaların oluşturulması konusunda uluslararası sözleşmeler ve iyi uygulama örnekleri oluşturan ülkelerin deneyimleri göz önüne alınmalıdır.
  • Cinsel istismar suçuna maruz bırakılan ço
    cukları korumak için içinde bulundukları duruma uygun sosyo-psikolojik yardım ve destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
  • Tekrarlanan mağduriyetlerin önlenmesi için tasarıda öngörülen düzenlemeler yetersizdir, ilgili tarafların ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak yeniden düzenlenmelidir.
  • Değişiklikte Çocuk İzleme Merkezleri’nin yapılarının değiştirilmesi ve suçların niteliği bakımından bir ayrım yapılmadan bu merkezlerde tüm cinsel şiddete maruz bırakılan bireylere hizmet verilmesi öngörülmüştür. Bunun yerine devlet İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alan Tecavüz Kriz Merkezleri, Cinsel Şiddet Başvuru Merkezleri modelini geliştirmeli ve hayata geçirilmelidir.
  • Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların toplumsal ve hukuki meşruiyet zeminini oluşturan çocuk yaşta ve zorla evlendirmeleri önleyecek ve tüm sorumlular hakkında caydırıcı cezalar getirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Failin çocuk olduğu hallere ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmalıdır. Failin çocuk olması halinde, eylem; fiil, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir şekilde gerçekleştirilmemişse, failin cezalandırılması yerine onarıcı adalet ilkeleri uygulanmalıdır. Cinsel istismar faili çocuklara özel ıslah mekanizmaları oluşturulmalıdır. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçun failinin çocuk olması durumunda, cinsel istismara maruz bırakılan ile fail arasında yaş farkını göz önünde bulunduran bir yaklaşım benimsenmelidir. İki çocuğun “akran” kabul edilebilmesi için aralarındaki yaş farkı üçten fazla olmamalıdır.
  • Akran cinselliği suçtan ayırt edilerek tanınmalıdır. Örneğin 15 yaşında bir çocuk 14 yaşında bir çocukla zorlama olmadan öpüştüğünde ve bu eylem istismar olarak tanımlandığında 8 ila 10 yıl hapis cezası öngörülmektedir. Mevcut yasadaki bu eksiklik giderilmelidir.
  • Devlet koruyucu ve önleyici önlemler almakla yükümlüdür. Bu doğrultuda kadınların ve çocukların şiddete maruz kaldıklarında başvuracakları merkezler yaygınlaştırılmalıdır. İstismarı fark eden kişilerin ve meslek uzmanlarının bildirimde bulunmasının önündeki engeller tespit edilmeli ve bunların kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Çocuğun istismara maruz kaldığını fark edip bildirimde bulunmak ve çocuğu desteklemek isteyen ebeveyni, öğretmeni vs. destekleyecek mekanizmalar oluşturulmalıdır. Cinsel istismara karşı koruyucu-önleyici kapsamlı cinsel sağlık ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi başta tüm çocuklar olmak üzere herkes için erişilebilir hale gelmelidir.

Kadın ve LGBTİörgütleri olarak çocuklara yönelik cinsel şiddet suçlarını düzenlemeyi hedefleyen bu tasarının ivedilikle geri çekilmesini talep ediyoruz. Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmelere uygun düzenlemeler yapılmalıdır. Başta çocuk, kadın ve LGBTİörgütleri olmak üzere ilgili tarafların katılımıyla çocuk haklarını merkeze alan, koruyucu ve önleyici tedbirleri içeren, çocuğun bütünlüklü olarak güçlendirileceği bir Çocuk Politikası oluşturulmalı, bilimsel verilere ve yaşanan tecrübelere dayalı hak temelli bir yasal düzenleme yapılmalıdır.

 

İmzalayanlar:

  1. 17+ Alevi Kadınlar
  2. Adıyaman Anadolu İş Kadınları Derneği
  3. AKDAM – Adana Kadın Dayanışma Merkezi
  4. Anafatma Kadın Danışma Derneği
  5. Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği
  6. Antalya Kadın Platformu
  7. Atakent Mahallesi Kadın Meclisi
  8. Avrupa Kadın Lobisi – Türkiye Koordinasyonu
  9. Aydın Kadın Efeler Derneği
  10. Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi
  11. Bağlar Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele, İletişim, Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi
  12. Bakırköy Kadın Dayanışması
  13. Başkent Kadın Platformu Derneği
  14. Bayan Yanı
  15. Beden Olumlama Hareketi
  16. BEKEV – Buca Evka-1 Kadın Dayanışma Evi Derneği
  17. Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
  18. BORKAD – Bornova Kadın Dayanışma Derneği Girişimi
  19. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
  20. Çağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı
  21. ÇEKEV – İzmir Çiğili Evka 2 Kadın Kültür Evi Derneği
  22. Çekim Yapan Kadınlar
  23. Çukurova Adana Bahai Kadın Toplumu
  24. ÇYDD Çukurova Şubesi
  25. Defne Kadın Emeği Derneği
  26. Demir Leblebi Fanzin
  27. Demir Leblebi Kadın Derneği
  28. Demokratik Kadın Hareketi
  29. Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği
  30. DİKAD – Diyarbakır İş Kadınları Derneği
  31. Dikili Kadın Platformu
  32. DİSK Basın-İş’li Kadınlar
  33. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi
  34. Ekmek ve Gül
  35. EKDAV – Ege Kadın Dayanışma Vakfı
  36. ELDER -Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği ve Kadın Danışma Merkezi
  37. Engelli Kadın Derneği
  38. Erciş Kadınları Koruma ve Danışma Derneği
  39. Erktolia
  40. Erzincan Katre Kadın Oluşumu
  41. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği
  42. Eşitlik Koalisyonu
  43. Eşit Haklar İçin İzleme Derneği
  44. Eşit Yaşam Derneği
  45. EŞİTİZ – Eşitlik İzleme Kadın Grubu
  46. EVKAD – Adana
  47. Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu
  48. Ev  Eksenli Çalışan Emek Sensin Kadın Derneği
  49. FeminAmfi
  50. FeminArt
  51. Feminist Çukurova
  52. Feminist Kadın Çevresi
  53. Fethiye Kadın Danışma Dayanışma Derneği
  54. Filmmor Kadın Kooperatifi
  55. Foça Barış Kadınları
  56. GEN-DER Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Kolektifi
  57. GİRKADE- Girişimci Kadın Derneği
  58. Göztepe Dayanışması L’animo Kadın Grubu
  59. Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi
  60. Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları
  61. Halkevci Kadınlar
  62. HDK Kadın Meclisleri
  63. Hêvî Lgbti Derneği
  64. İHD İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu
  65. İlerici Kadınlar Meclisi
  66. İmece Ev İşçileri Sendikası
  67. İKAM – İstanbul Kadın Araştırma Merkezi
  68. İRİS Eşitlik Gözlemevi
  69. İskenderun Kadın Platformu
  70. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği
  71. İstanbul Lgbti+
  72. İŞKAD – Adana İş Kadınları Derneği
  73. İzmir Amargi
  74. İzmir Ev Kadınları Turistik El Sanatları Derneği
  75. İzmir Kadın Dayanışma Derneği
  76. İzmir Kadın Kuruluşları Birliği
  77. İzmir Kadın Platformu
  78. Jineoloji Dergisi
  79. KADAV – Kadınlarla Dayanışma Vakfı
  80. Ka.Der Ankara
  81. Kadın Adayları Destekleme Derneği
  82. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
  83. Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu
  84. Kadın Dayanışma Vakfı
  85. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı
  86. Kadın Meclisleri
  87. Kadın Özgürlük Meclisi
  88. Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar
  89. Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği< /li>
  90. Kadın Yazarlar Derneği
  91. KAHDEM – Kadınlara Hukuki Destek Merkezi
  92. Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği
  93. Kadın ve Aile Eğitim Kültür Yardımlaşma Derneği
  94. Kadın Emeği Kolektifi
  95. Kadın Savunma Ağı
  96. KAMER Vakfı
  97. Kampüs Cadıları
  98. Kaos GL
  99. Kapatılan VAKAD’ın Emekçileri
  100. Karadeniz İlleri Kadın Platformu Derneği  
  101. Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği
  102. KASAİD – Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği
  103. Kayseri Kadın Dayanışma Derneği
  104. KAZETE.DER – Kadın Erkek Eşitliği Derneği
  105. KAZETE
  106. KEİG – Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu
  107. KESK Kadın Meclisi
  108. KESK Van Kadın Komisyonu
  109. Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği
  110. Kocaeli Kadın Emeği Kolektifi
  111. Körfez Bağımsız Kadın Dayanışma Grubu
  112. Kırkyama Kadın Dayanışması
  113. Kırmızı Biber Derneği
  114. Kızkardeşim Kadın ve Dayanışma Derneği
  115. Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği
  116. Mavi Göl Kadın Derneği
  117. Mersin Bağımsız Kadın Derneği ve Danışma Merkezi
  118. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
  119. Mor Çetele
  120. Mor Dayanışma
  121. MorEl LGBTİ Eskişehir
  122. Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği
  123. Muğla Emek Benim Kadın Derneği
  124. Nar Kadın Dayanışması
  125. Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
  126. Samandağ Kadın Dayanışma Derneği
  127. Samandağ Kadın Emeği Derneği
  128. Saray Kadın Derneği
  129. Şahmeran Kadın Platformu
  130. Se-kad – Seyhan Kadın Çocuk Dayanışma  Eğitim ve Kültür Derneği
  131. Sil Baştan Kadına Yönelik Şiddet Ve Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği (Balıkesir)
  132. SODA – Sosyal Dayanışma Ağı
  133. Sosyal Haklar Derneği’nden Kadınlar
  134. Sosyalist Kadın Meclisleri
  135. Söke Kadın Sığınma Evi Yaptırma ve Yaşatma Derneği
  136. SPoD – Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği
  137. S.S. Ankara Zeytindalı Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi
  138. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’nden Kadınlar
  139. TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu
  140. TODAP – Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Kadın Komisyonu
  141. TJA – Tevgere Jinen Azad
  142. Trabzon Eşitlik İnisiyatifi
  143. Trabzon Ev Eksenli Çalışan Emek Sensin Kadın Derneği
  144. Tuzluçayır Kadın Dayanışma Derneği
  145. Türk Anneler Derneği Trabzon Şubesi
  146. Türk Kadınlar Birliği ve 80 Şubesi
  147. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği
  148. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ Komisyonu
  149. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
  150. Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
  151. Üniversiteli Kadın Kolektifi
  152. WINPEACE – Kadın Barış Girişimi Türkiye – Yunanistan
  153. Van Sarayı İlçesi Kadın Çocuk ve Aile İlişkilerini Geliştirme, Modernleştirme, Koruma ve Güçlendirme Derneği
  154. Viyan Kadın Korosu
  155. YAKAKOP – Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi  
  156. Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği
  157. Yaşam Kadın Merkezi Derneği
  158. Yeni Demokrat Kadın
  159. Yeni Yol’dan Kadınlar
  160. Yeşilpınar Kadınları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
  161. Yeşil Feministler
  162. Yetişme Çağındaki Çocukları Koruma Derneği
  163. Yoğurtçu Kadın Forumu

Leave a Reply