Skip to main content
Haberler

Neden ayrılmıyor ki? Ev içi şiddetten kaçmanın gerçeklikleri

By 17 Eylül 2014No Comments

Mor Çatı Gönüllülerinin çevirisi ile  Sarah Wendt’in theconversation.com sitesinde yayınlanan kadına yönelik ev içi şiddet ile mücadelede Avusturalya deneyimini aktardığı yazısını paylaşıyoruz.

Mor Çatı Gönüllülerinin çevirisi ile  Sarah Wendt’in theconversation.com sitesinde yayınlanan kadına yönelik ev içi şiddet ile mücadelede Avusturalya deneyimini aktardığı yazısını paylaşıyoruz. 

“Neden ayrılmıyor ki” sorusu ev içi şiddeti anlamaya çalışan pek çok kişinin sorduğu ortak soru. Cevabı ise hiç kolay değil.

Çoğunlukla erkeklerin kadınları iktidar ve korkuyu kullanarak kontrol altına almaya çalışması ev içi şiddette tekrarlayan davranış biçimlerinden biri. Buna baskıcı kontrol deniyor ve erkeklerin yakın ilişkilerde tahakkümlerini nasıl sağladıklarını ve bunun kadınları nasıl izole edip zamanla bağımsızlıklarını yok ettiğini açıklıyor.

Düşünün ki evinizde korku içindesiniz ve korkunun kaynağı sevdiğiniz kişi. Yıllardır sürmekte olan istismar nedeniyle kaygılı, kafası karışık ve üzgünsünüz. Şimdi düşünün ki sizin ve çocuklarınızın can güvenliğini tehdit ettiği için partnerinizden ve evinizden uzaklaşmanız lazım: nereye gidersiniz?

Kadınların aklına gelen ilk seçenek kalacak bir alternatif ararken aile ya da arkadaşlarda kısa süreli olarak kalmak oluyor. Gelir durumuna bağlı olarak bu alternatif toplu konut, kiralık ev ya da ev satın almak olabiliyor.

Fakat ailesi ya da arkadaşlarıyla ilişkisi kopmuş ya da maddi desteklere erişimi olmayan kadınlar, kadın sığınaklarında acil konaklamaya yöneliyorlar

Son çare

Sığınaklar,evsizlere yüksek düzey bir hizmet sunmak için ekonomik anlamda destekleniyor. Avustralya Refah ve Sağlık Enstitüsü, bu hizmet birimlerinin Avustralya’nın 98’de 1’ini kapsayan neredeyse 230.000 müşteriye 2011 ve 2012 yıllarında yardımda bulunduğunu ortaya koydu. Müşterilerin üçte biri (% 34) ev içi şiddet kurbanıydı ve bunların % 78’ini kadınlar oluşturuyordu.

İlk olarak, kadınlar sığınağa erişim konusunda değerlendirmeye alınıyorlar. Sosyal çalışmacı, ev içi şiddeti evsizliğin bir sebebi olarak görerek kadının güvenliğini ve karşı karşıya olduğu riski değerlendirmeye alacak, kadının gelirini belirleyerek daha önce aldığı hizmetleri görüntüleyecek.Evden ayrılmaya çalışırken bu hizmetleri kullanan kadınlar için bunlardan yararlanıp acil finansal destek almak daha da zor bir hâle geliyor.

Sığınaklar sıklıkla dolu olduğundan kadınlar ve çocuklar, yer boşalana kadar Sosyal çalışmacılar tarafından ucuz otellere yerleştirilecekler.

Sığınağa yerleştirme, sıklıkla kısa süreli olarak konutlandırma olarak işlev görüyor. Kadınların bu konutlarda kalma süresi, ortalama 3 ila 6 ayla sınırlı. Kadınlar evden ayrıldıklarında ellerinde hiçbir şey olmadığı için sosyal çalışmacılar onlara 2.el mobilya, beyaz eşya ve giysi ve ulaşım temin etmeye çalışıyorlar.

Bu süre zarfında, kadınlar acil parasal desteğe ulaşarak ve önemli evrakları biraraya getirip diğer ihtiyaçlarını karşılayarak partnerine karşı suç duyurusunda bulunup bulunamayacağını gözden geçiriyor. İngilizce ana dilleri değilse, engelliyse ya da izole kırsal bir yerde yaşıyorlarsa  bu durum onlar için zor bir hâle geliyor.

Bu şartlar altında kadınların iş bulması ya da mevcut işlerine devam etmeleri hemen hemen imkansız bir hâle gelirken çocuklar okula gitmiyor ya da yeni bir okula kaydolmak zorunda kalıyorlar. Bu baskıcı koşullarda, bazı kadınların  şiddete başvuran eşleri ya da sevgilileri özür dilediklerinde onların yanına neden tekrar döndüklerini anlayabilirsiniz.

Bir Diğer Alternatif 

Sığınak çalışanları ve kadınlar için öncelikli olan uzun süreli, güvenli ve ucuz bir konut bulmak. Fakat bu göründüğünden daha da zor bir şey: bir ülkede ucuz konut bulamamanın anlamı, kadınların sığınaklarda daha çok kalması ve bu sebeple onlardan sonra kalacak kadınların da sığınağa yerleşememesi demek oluyor.

Acil olarak bir yere yerleşmenin yüklediği baskıyı kabul eden kadınlara yönelik ev içi şiddet alanında çalışan örgütlenmeler uzun bir süredir kadınların evlerinde kalmaları için mücadele ediyor. 2008 yılında Eyalet Hükümetleri’nin konutlandırma politikası olarak ortaya konulan ”The Road Home” stratejisi şiddet uygulayıcısı evden çıkarıldığı anda kadınların ve çocukların aynı evde kalmasını sağlayıcı programlar geliştirilmesi gerektiğini gözler önüne serdi.

Evdeki Güvenlik programları ve inisiyatifleri 2009 yılında ortaya çıkmaya başladı. Sunduğu öneriler:

  • Parasal destek ve konut kullanım desteği
  • Risk değerlendirmeleri ve güvenlik denetimi
  • Evdeki güvenliği artırmak
  • Güvenlik planları
  • Şiddet uygulayıcısını uzak tutmak için polisle ve mahkemelerle işbirliği yapmak
  • Aile mahkemelerinin süreçlerine müdahil olmak için hukuksal destek vermek ve danışmanlık yapmak

Avustralya’daki evde güvenlik programları nispeten yeni. Fakat önceden yapılmış değerlendirmeler onların, kadınların kendini güvende hissetmelerini sağladığını gösteriyor. Bu yenilik, umut veriyor çünkü bu, kadın ve çocuklara istikrar sağlıyor ve şiddet uygulayıcısı erkeklere, davranışlarının kabul edilemez olduğuna dair toplumsal bir mesaj veriyor.

Konutlandırma üzerine yapılan yenilikler, “Kadın neden çekip gitmiyor?” sorusu yerine “Kadın ve çocuğa en iyi desteği nasıl verebilir ve onların güvenliğini nasıl sağlayabiliriz” ya da “Erkekleri, uyguladıkları şiddetten ötürü nasıl sorumlu tutabiliriz?” gibi daha makul soruları sormamızı sağlıyor. 

Kadınların ve Çocukların Güvenliğini Sağlamak 

Eyalet ve devlet hükümetlerinin arasında yapılan Ulusal Ortaklık Anlaşması, kadın sığınakları dahil olmak üzere evsizliğin önlenmesi ve aile şiddet programlarının büyük bir kısmına fon sağlıyor.

Fakat bu fon, şu anda işlemiyor ve 3 yılda bir her devletin konuyla ilgili müzakereler düzenlemesi gerekiyor. Fakat konuya yönelik bir talep gelmiyor.

Bizim Eyalet devletlerinin, ev içi  şiddete yönelik Evsizlere Özel Uzmanlık Hizmetleri için fon kaynaklarını artırma sorumluluğunu üstlenmelerine ihtiyacımız var. Bu, kadınların ve çocukların, kadının şiddet uygulayan partnerine dönmemesi için uzun süreli bir sosyal yardım hizmetini destekleyecek olmasının yanı sıra kadın ve çocuklar için kaynağa dayalı yoğun programlar sağlayacak.

Ev içi şiddette kadının güvenliğinin, sadece şiddet uygulayıcısının evden uzaklaştırılmasıyla sağlanamayacağı unutulmamalıdır. Kadınların ve çocukların güvenliğini sağlamak için ev içi şiddetin iyi bir şekilde koordine edilmiş, çoklu bölümlerden gelen bir cevaba ihtiyacı var.

Sarah Wendt, 6 Ağustos 2014 

 

Kaynak: http://theconversation.com/why-doesnt-she-just-leave-the-realities-of-escaping-domestic-violence-29537

 

Leave a Reply